Sakarya Savaşına kaburga kemikleri kırık bir halde gitmişti. Hatay davası günlerinde, onu ebediyyen aramızdan alacak hastalığın acıları içinde idi. Yalnız ve yalnız milletini düşünen emsalsiz insan, bu zaferi de başaracaktı, çünkü söz vermişti.Bu söz verişi Hatay’ın bağımsızlığı sağlandığı zaman devlet başkanı olan Tayfur Sökmen şöyle anlatmaktadır:
”Aziz Türk Milletinin büyük evladı Atatürk’ü 1921 yılında tanıdım.Ziyaretimizin sebebi: O sırada Fransoz delegesi Mösyü Franklen Bouillon ile Türkiye arasında yapılmakta olan anlaşma müzakeresinde Hatay’ın da, Adana, Mersin, Osmaniye, Maraş, Antep ve Urfa gibi -zaten ayrılmaz bir parçası olan- Türkiye’ye iadesini sağlayacak bir yol bulunmasını istemekti.İşte bu maksatla Atatürk’ü, dört Hataylı arkadaş, heyet halinde ilk büyük millet meclisi binasında, başkanlık odasında ziyaret ettik.Bizi çok iyi bir şekilde karşıladılar, iltifat ettiler.Her hallerinden, Hatay davasıyla çok yakından ilgilendikleri beliriyordu.Bizi dikkatle dinletikten sonra:
-Hatay esasen milli bağlaşmamaız sınırları içindedir.Bu itibarla, Hatay’ın yapmakta olduğu silahlı mücadeleyi, adım adım takip etmekteyiz.Bu sefer tamamen kurtaramazsak dahi, ora için Fransızlar’dan seçkin ve özerk bir idare sağlarız gider, çalışırız, buyurdular.”
N. A. BANOĞLU, YAYINLANMIŞ BELGELERLE ATATÜRK, SİYASİ VE ÖZEL HAYATI-İLKELERİ, 2. BASKI, İST. , 198, S. 281