Yahya Galip anlatıyor: Mustafa Kemal, Ankara’ya geldikten bir müddet sonra, garip bir rüya görmüştür. Rüyasını ertesi günü, bana şöyle anlattı: -Bilmediğim bir yerde, otomobilim ansızın durdu! Güya, düşman saldırıya geçmiş. Biz İnönünde, bir muharebe vererek düşmanı bozguna uğratmışız. Şimdide, ikinci defa olarak gene İnönünde çarpışıyormuşuz. Otomobilim, o bilmediğim yerin önünde durunca siz karşıma çıktınız ve […]Read More
Atatürk İstiklal Savaşı için Anadolu’ya geçtikten ve Erzurum Kongresini yaptıktan sonra Sivas’a dönmüş; orada ikinci kongreyi açmıştı. Bu sırada lise binasında yatıyor, çalışıyor; toplantılar yapıyordu.En basit ihtiyaçlarını bile temin edecek halde değildi; bazı geceler sabahlara kadar küçük petrol lambasının cılız ışığında çalışıyordu. Bir aralık padişahın ona lise binasından çıkamsını emrettiği, baskın yapılacağı, yakalanıp asılacağı hakkında […]Read More
Şam’da geçen bir olay, Mustafa Kemal’in nasıl bir disiplin ve hayat adamı olduğunun eşi olmayan bir örneğini vermektedir. Bu olayı, fecti ati ( 1908 Meşrutiyetinden sonra kurulan bir edebiyat ekolü) ekolünün şöhreti edibi rahmetli Cemil Süleyman’dan dinlemiştik. Aynen naklediyoruz: ”Mustafa Kemal Şam’da iken çalışkanlığı derecesinde eğlenmesini de seven bir askerdi.Herkese kendini sevdirmiş ve saydırmıştı.Onun bulunduğu […]Read More
Her tarafta, herkesin içinde kalmış bir soru vardır ki, hala zihinleri yorar ve dilden düşmes: ikinci dünya savaşı’nda Atatürk sağ olsaydı acaba savaşa girer miydi? Ben şahsen şahid olduğum olaylara dayanarak diyorum ki Atatürk savaş aleyhtarı idi ve bizi kesinlikle savaşa sokmayacaktı, hatta belki dünyayıda bu savaş felaketinden koruyabilecekti. Bir örnek: bir gece Çankaya’da huzurlarında […]Read More
Askerlik erişilmezliğini bütün hayatı boyunca katıldığı savaşlarda ispat etmiş bulunan Atatürk’ün, ordu mensuplarına karşı beslediği sevgi ve ordu hakkındaki fikirleri elbette tarihimiz ve düya askerlik tarihi için üstün kıymet taşır Bir nokta vardır ki, bununla Türk Milleti olarak sonsuza kadar gurur duyacağız, o da Atatürk’ün Tür Askeri hakkındaki imanıdır ”Bütün dünyanın milletlerini tanırım ve muarefem(=tanışmam), […]Read More
Sakarya Savaşına kaburga kemikleri kırık bir halde gitmişti. Hatay davası günlerinde, onu ebediyyen aramızdan alacak hastalığın acıları içinde idi. Yalnız ve yalnız milletini düşünen emsalsiz insan, bu zaferi de başaracaktı, çünkü söz vermişti.Bu söz verişi Hatay’ın bağımsızlığı sağlandığı zaman devlet başkanı olan Tayfur Sökmen şöyle anlatmaktadır: ”Aziz Türk Milletinin büyük evladı Atatürk’ü 1921 yılında tanıdım.Ziyaretimizin […]Read More
Sarayburnundaki büyük eğlentide, 9 Ağustos 1928 akşamı, etrafını saran halka hitaben, ilk defa harf devrimini açıklayarak yeni harflerin kaubl edilmesi lazım geldiğini belirttikten sonra: -Bir milletin yüzde onu, yirmisi okuma yazma bilir de, yüzde seksen, doksanı bilmezse, ayıptır.Bu millet utanmalıdır.Ama Türk Milleti utanmak için yaratılmış bir bmillet değildir.İftihar etmek için yaratılmış, şanlı şerefli […]Read More
Bu ana-baba gününde Mustafa Kemal’in bir arkadaşı istanbul’dan Sofya’ya mektup yazıyor ve Sofya ateşemiliteri Mustafa Kemal’den savaşın sonunun ne olacağını soruyor.Mustafa Kemal’in verdiği cevap aynen gerçekleşiyor:Savaşın ilk yılında Mustafa Kemal’in verdiği cevabı okuyalım: ”Hangi tarafın galip geleceğine dair olan düşüncemi söylemekten çekinirim.Nazik ve büyük bir devre içinde bulunduğumuza şüphe yoktur; Almanlar büyük e hayret edilecek […]Read More
Yaşadıkları sürece yığınlara hakim olmuş, alkışlar ve takdirler toplamış nice tarihi kişiler,hayatlarında veya ölümlerinden sonra zaman çarkının dişlileri arasında kaybolup gittiler.Bunlar ”yalancı şöhretler’‘di ve yaptıkları köksüzdü, temelsizdi bunun içindir ki, eserlerinin ömrü, kendi ömürlerini aşamadı. Bunları çoğu, lehlerinde yapılmış birtakım gösterilerin gururuna da kapıldılar.VE bunları ”ebedi yaşama”nın bir delili sandılar, ”zafer sarhoşluğu”nun uykusunda kaybolup gittiler. […]Read More
Mustafa Kemal, emir ne kadar yüksek yerden gelirse gelsin, gerçeklere ve yurt yararına aykırı gördüğü emirlere uymamıştır.Atatürk’ün hayatında bunun birçok örnekleri vardır.Fakat, aşağıda nakledeceğimiz olayı sayın Asım Us’tan (ATATÜRK DEVRİ HATIRALARI, VAKİT GAZETESİ, 10 ARALIK 1956) ilk defa öğrenmiş bulunuyoruz.Bu anılara nazaran olay şöyle geçmiştir: Mustafa Kemal, henüz Anafartalar grubu komutanı değidir.Çanakkale savunması kritik günler […]Read More