Japon veliahtı gelmişti.Büyük ve mükellef bir ziyafet sofrasındaydılar.Atatürk bir aralık japon tarihinden sözaçtı ve bir meydan muharebesini anlattı.
Japon veliahtı hayret etmişti.
Atatürk tarihten mitolojiye geçti ve yine japon mitolojisinden konuştu.
Veliahtın ağzı açık kalmıştı.
Söz edebiyata intikal etti. Gazi:
-
Japon şiirinin dünya edebiyatında çok büyük yeri vardır… diyerek meşhur japon şairlerinden mısralar okudu.
Veliaht ”bunları nereden biliyorsunuz?” diye soramadı.Fakat Atatürk’ün bilgi ve hafızasına hayran kalmış, onun esiri olmuştu.
Atatürk hep böyleydi.Herkesi kendine esir ederdi.Herşeyi planlıydı.O bütün bunları, veliaht gelmeden on gün önce tercümeler yaptırarak öğrenmiş, Japon veliahtına bu dersi vermeyi ve kendine hayran bırakmayı kurmuştu.
NİYAZİ 116-117