Mustafa Kemal, birinci dünya savaşında Çanakkale, İngiliz ve Fransız donanmaları tarafından zorlandığı zaman İstanbul’u kurtardıktan sonra bu kurtuluşun geçici olacağına inanıyordu.Almanya’nın yenilgiye uğrayacağına ve onun Türkiye’nin de tehlikeye düşeceğini anlamış bulunuyordu.Bunun için Almanya yenilmeden önce Osmanlı devletinin tek başına barış yapması çaresini düşünüyordu.Mustafa Kemal bir gün bu nedenle o zaman bahriye nazırı olan Cemal Paşa ile görüşmüş ve amacını anlatmıştır.Cemal Paşa, bunun nasıl yapılabileceğini sorunca, benim elimde bir ordu var, düşmanı buradan kocan düşman düşmannlar, gerekirse İstanbul üzerine yürür, problem halledilir, demiştir.
Cemal Paşa başlangıçta buna uyar gibi gözükmüştür.Yalnız başına yarış yapabilmek için değişilkliği olacaktı.Yeni hükümette Cemal Paşa sadrazam, (Başbakan) Mustafa Kemal hazbiye nazırı (Milli savunma bakanı) olacaktı.Yönetimde devrim yapılacaktı.Bu biçimde aralarında sözleştikten sonra Cemal Paşa korkmuş, verdiği sözden dönmüştür.Sözünden dönmekle beraber olayı harbiye nazırı Enver Paşa’ya duyurmuştur.Mustafa Kemal bundan çok sıkılmış, hatta kızgınlığını yenemiyerek Cemal Paşa’yı düelloya davet etmiştir.Mustafa Kemal,Cemal Paşa’dan özür dilemesini istiyor.Koşullarını söylüyor.Karşıt bir durumda rastgeldiği yerde Cemal Paşa’yı vuracağını söylüyor.Olay bu durumda olunca Enver Paşa da durumdan memnun olur.Gerek Mustaf Kemal’i gerek Cemal Paşa’yı kendisine rakip olarak gördüğü için her ikisindende bu suretle kurtulacağını hesap ediyordu.Bu durumda Mustafa Kemal’in eski arkadaşı Fethi Bey (Okyar) araya giriyor.Cemal paşa, Mustafa Kemal’den özür dilemeye razı olyor.Mustafa Kemal, beyoğlu^nda perapalas oteline geliyor.belirli bir saatte Cemal paşa da orada bulunur.Mustafa Kemal’in saptadığı koşullar çerçevesinde kendisini kabul ediyor.
Olay bu suretle kapanıyor.
Gazi, yukarıda not halinde kaydettiğim anılarından söz ettikten sonra kendisne şu soruyu sormuştu.
-Paşam, şayet Cemal Paşa verdiği sözde durmuş olsaydı ne yapacaktınız?
Şu cevabı verdi
-Hükümeti değiştirecek,hemen itilaf devletleri ile iyi koşullar altında barış yapacaktım.Bu suretle sonradan başımıza gelen felaketlerin önünde geçecektim.O zaman yalnız bir bela kalacaktı.O da saltanat ve sultanlar belası ve o belayı da kesinlikle memleketin başından atacaktım.Fakat onun için başa türkü bir yola başvuracaktım.
ARIBURNU, AGE, S:307-308