Çalda cepheyi dolaşıyorduk.Hiç farkına varmadani düşmanla çarpışan avcılarımızlar, düşmana ateş saçan topçularımız arasına girmişiz.
O sırada yanımıza geldiğinde boş bir atla bir süvari geldi.Ve Atatürk’e
-Kumandan paşa bu atı gönderdi.Sizi topçu menzilinde bekliyor! Dedi.Atatürk askere :
-Sen, dedi, bu atı ona götür, binsin de o buraya gelsin!..
Çok geçmeden 11 inci fırka kumandanı merhum Derviş Paşa yanımıza geldi.
Atatürk ondan vaziyet hakkında malumat istedi.Derviş Paşa:
-Düşmanla durmadan çarpışıyoruz Paşam! Dedi.
Tam o sırada arkamızdan müthiş bir grup ateş başlamıştı.Toplarımı dağları sarsarcasına gürlüyorlardı.
Atatürk, Derviş Paşa’ya:
-Biz burda iken topçularımızın geride kalması olmaz! Dedi.Onları bizim önümüze geçirmek lazım.
Ve Derviş Paşa’nın bu emri derhal tatbik ettirip gelişinden sonra, güldü:
-Paşam, şimdi de avcı hattı ile topçu hattı bir araya geldi.Bu oldu mu ya?
Anlaşıılıyor ki Atatürk, düşmanın işini biran önce bitirmek ve kuvvetlerimizi derhal hücuma geçirmek istiyordu.Derviş Paşa’nın zekası, onun bu niyetini kavramıştı:
–Paşam, dedi, emredersiniz, acvı hattını da ileri sürelim!..
Atatürk, maksadının çabuk anlaşılmasına memnun olmuştu.Güldü:
-Derhal!…
Fakat bulunduğumuz mevki ile avcı hattı arasında telefon tesisatı oyktu.Derviş Paşa bu emri bizzat tebliğ için atına atlamıştı.
Ben, onun bu çok tehlikeli hareketini önlemek, bir başkasını göndertmek istedim:
Koca Paşa’nın kaşlarını çatıp dabana:
-Baksana! Emri kim veriyor? Deyişini ve hayvanı ateş hattına doğru dörtnala uçuruşunu ömrüm boyunca unutamam!
On dakika sonra avcılarımız harekete geçtiler ve bir saat sonra dikiş tutturamayan düşman askerleri, Murat dağlarına doğru çil yavrusu gibi dağıldılar!..
Atatürk’ün bu dahiyane mücadelesi kimbilir ne kadar uzayacak olan bu işi bir saate sığdırıvermişti.Bu savaşı kazanışımızın ertesi günü de Trikopis esir düşürüldü.
BANOĞLU, AGE, S. 242-243