Bir gün,Atatürk’ten Türk askeri hakkında ne düşündüğünü sormuşlardı…
-Durun, size bir hikaye anlatayım, dedi.Yıldırım orduları kumandanıydım. Liman von Sanders Paşa da o sırada kıtalarımızı denetime gelmişti.Hastaneden yeni çıkmış bazı kişiler de her nasılsa bölüklerin arasına karıştırılmışlardı.
Sanders:
-Canım, böyle adamları ne diye buraya gönderirler? Diye söylenerek hasta ve cılız bir askeri göğsünden itti.Mehmetçik derhal yere yuvarlandı.
Alman generali, davasını ispat etmiş olmanın gururu içinde:
-İşte görüyorsunuz ya, dedi. Düşmek için sebep arıyormuş !…
Oracıkta, Von Sanders’e küçük bir azialik yapmak aklıma geldi.Askerin yanına sokularak:
-Ne kof şeymişsin sen, dedim, dikkat etsenei seni yere yuvarlayan adam bizden değildir.Ne diye kendisine karşı durmadın? Şimdi tekrar yanına gelirse, sıkı dur gücün yetiyorsa, bir kafa da sen ona vur!..
Sonra, Von Sanders’e dönerek:
–Sizik takatsiz sandığınız asker, boş bulunduğu için yere yıkılmış. Türk askeri amir karşısında dünyanın en uysal insanı olur.Kendisine söyledim.” Hele gelsin, bak bir daha beni yıkaiblir mi?” diyor.
Von Sanders, askerlerle şakalaşmasını severdi.Gülerek aynı askerin yanına geldi.Fakat eli ile dokunur dokunmaz, o dermansız Mehmetten göğsüne öyle bir kakma yedi ki, derhal sırtüstü yuvarlandı.Von Sanders, Mehmetçiğin bu karşılığına hiddet etmemiş.Bilakis Türk askerine karşı olan hayranlığı artmıştı.O kadar ki, yerden kalkınca ilk işi, gidip hasta Türk askerinin elini sıkmak oldu.
Atatürk sözünü
–İşte, Türk askeri budur!.. diyerek bitirmişti
BANOĞLU, AGE, S. 454-455