Seçim yapılmış, yeni meclis kurulmuş, sonuç Mustafa Kemal’in beklentisine en yakın biçimde alınmıştı.26 Ekim 1923 akşamı Gazi kabineyi Çankaya köşkü’nde toplantıya çağırdı.Bu toplantıda başvekil Fethi Okyar’ın istifası karara bağlandı, ertesi sabah haber gazete manşetlerinde yer alacaktı. 28 Ekim gecesi Çankaya’daki akşam yemeğine Latife Hanım da katıldı.SOn derece heyecanlıydı.İçi içine sığmıyordu.Çünkü o akşam yemeğinin gündemini biliyordu.Sevgili […]Read More
Toplantıda kendisinden evvel söz söyleyenlerden biri ona:”nereden ilham ve kuvvet” aldığını sormuştu; büyük adam bu soruya millet hizmetinde bulunan insanların ilham kaynakları hakkında, uzunca bir tahlil yaparak cevap verdi… sonunda kısaca demişti ki: ”Efendiler.. İlham ve kuvvet kaynağı milletin kendisidir; milletin müşterek arzusu, gerçek temayülüdür.Varlığımızı, istiklalimizi kurtaran bütün teşebbüs ve hareketler; milletin müşterek fikrinin, arzusunun […]Read More
Mustafa Kemal Edirne’yi ziyaretinde Sinan’nın o muteşem camiine bir müddet hayran hayran baktıktan sonra fikrini ve ihtisaslarını şu sözlerle belirtti: -Camiler, birbirimizin yüzüne bakmak için yapılmamıştır.Camiler, itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için, neler yapılmak lazım geldiğini düşünmek, yeni meşveret için yapılmışlardır.Read More
Sarayburnundaki büyük eğlentide, 9 Ağustos 1928 akşamı, etrafını saran halka hitaben, ilk defa harf devrimini açıklayarak yeni harflerin kabul edilmesi lazım geldiğini belirttikten sonra: -Bir milletin yüzde onu,yirmizi okuma yazma bilir de, yüzden sekseni, doksanı bilmezse, ayıptır.Bu millet utanmalıdır.Ama Türk milleti utanmak için yaratılmış bir millet değildir.İftihar etmek için yaratılmış, şanlı şerefli bir millettir.Tarihi baştan […]Read More
Çankaya köşkü’nün biraz ilerisinde, ağabeyi Atatürk’ün yaptırdığı evde oturan Makbule Hanımefendi, birgün köşke geldiğinde Ata kendisine: -”Canım çiğ börek istedi.Hazırlarsan akşam sana yemeğe gelirim”der. O akşam Makbule hanımefendiye arkadaşları zekeriya sofrasına davetlidirler.Durumu Ata’ya anlatırlar ve ertesi gün gelmesini rica eder.Atatürk merakla sorar: -”Nedir bu zekeriya sofrayı?” aldığı cevap üzerine ”Peki” der ama, beraberine Salih Bozok, […]Read More
Atatürk kendisinin insanüstü bir varlık olduğunu söylemelerini hiç hoş karşılamazdı.Çocukluk arkadaşı Nuri Conker’in sert şakalarını büyük bir neşeyle dinler ve hepimizin önünde tekrarlattırırdı. Bir gün sofrada ismini zikretmke istemediğim bir zat: -Paşam, demişti, kimbilir çocukluğumuzda ne müstesna bir insandınız.Kimbilir, ne harkulade hatıralarınız vardır.Atatürk güldü ve Nuri Conkere döndü: -Nuri, anlatsana!.. dedi. Nuri Bey her vakitki […]Read More
Ata’nın Tarih-dil mevzularıyla yakından meşgul olduğu devreydi.Zaman zaman Çankaya’daki toplantılarında davetli olarak kabul bulunuyordum ve arzusu üzerine dil kurumunda aktif vazife almıştım.Din ve tasavvuf mevzuları üzerindeki hizmetlerim de malımı idi.Böyle bir araştırma toplantısında birden bana hitap ederek: -Sizden bir ricam olacak, bir ülkeye ve millete Allah katından bir Peygamber neden gönderilir? Şu cevabı verdim: -O […]Read More
İstanbul’un işgali yıllarında bir Türk okulunu gezen Fransız generallerinden M.Bramon,Bir kızımınızın yaptığı elişini beğenmişti.General bunu almak arzusu göstermesi üzerine elişinin sahibine öğretmen armağan edilmesi için teklifte bulunmuş ve öğrenci buna son derece sinirli: -Hayır, bir çöp bile vermem!.. demek suretiyle şiddetli reddetmişti. Aradan yılalr geçtikten sonra aynı okula Atatürk gelmiş, aynı öğrenci bu kez düşman […]Read More
Kız ve erkek çocukların bir arada okumaya başladıkları sırada, Karadeniz kıyılarında bir inceleme gezisine çıkan Atatürk, 19 Eylül 1924 günü Rize’de bulunurken Rize ve Pazar müftüleri kendisine bir dilekçe verirler.Atatürk, sunulan dilekçeye göz gezdirdikten sonra biraz sinirli müftülere döner. -Yaaa?.. . Demek medreselerin tekrar açılmasını istiyorsunuz?Bu millet, çocuklarını istediği gibi okutmayacak mı? Şimdiye kadar geri […]Read More
Atatürk’le Mussolini’nin arası malum!.. İkinci dünya savaşı’nın ”Sinir harbi” dediğimiz söz hücumları Mussolininin baş silahı. İtalyan dikdatörü, o sırada yine bir nutuk söyleyerek sinirlerimizi bozmak istemişti.Atatürk, buna fiili bile cevap mahiyetinde, Antalya’ya bir seyehat hazırladı. Yolada otomobiller, güzel bir yerde mola verdiler.Atatürk, kulağına akseden bir türküyle ilgilendi.Etrafını aradılar.bunu bir çoban söylüyordu. Çobanı getirdiler.Atatürk: -Türküyü sen […]Read More