DOĞRUNUN AŞIĞIYDI

Dil kurultayı toplanmak üzereydi.Kurultayı hazırlayanların ricası üzerine, Hüseyin Cahit de dil davasına dair fikirlerini, mütalaalarını yazmış göndermişti.Fakat bu fikirler aşırı kurultaycıların düşüncelerine uymuyordu.Hüseyin Cahit, öteden beri olduğu gibi Türkçe’yi sadeleştirmek ve konuşma diline yaklaştırmak gibi, özelleştirme zorlamalarına, hele konuşma dili kelimelerine dokunulmasına taraftar değildi. Hüseyin Cahit’in bu yazısını Atatürk’e de okuyan kurultaycılar zaten bir takım […] Read More

HANİ DÜŞMAN YOKTU ?. .

Atatürk’ün meşhur bir saat hikayesi vardır.Çanakkale’de, göğsünün sol üst cebindeki saate bir kurşun isabet etmişti..Bu fıkranın birkaç türlüsünü dinlemiştim.Fakat şimdi anlatacağım değişik şeklini, bir izci kafilesini Çanakkale harp sahasını gezmeye götürdüğümüz zaman bize klavuzluk eden bir jandarma yüzbaşısından ve tam olayın geçtiği ”Kemal yeri” nde dinledim: Askerlikte aranan en mühim sıfatlardan biri, ”çabuk karar verme […] Read More

SEN KİMSİN ?

Dumlupınar savaşı kazanılmıştır.Düşman askerleri geri çekilmektedir.Afyonkarahisar hatları çözülünce birkaç yunan esiri geceleyin Mustafa Kemal’in çadırına getirilmişti.Bunlardan biri zafer kazanmış kumandanın doğup büyümüş olduğu Selanik’ten gelmişti.Yüzü kendisine yabancı gelmemişti.Üniformasında hiç bir işaret yoktu.Mustafa Kemal’e sordu: -Binbaşımızınız? –Hayır. -Kaymakam mı? -Hayır. -Miralay mı? -Hayır -Ferik mi? -Hayır. -Peki nesiniz o halde? -Ben mareşal ve Türk orduları başkumandanıyırm. […] Read More

ATATÜRK VE DİN ADAMLARI.

Milli Mücadelenin en buhranlı günleriydi.İstanbul ile Ankara arasında fetva kavgası tüm şiddetiyle devam ediyordu.Birinci Türkiye büyük Millet Meclisi, kendi bünyesi içindeki din adamlarından seçtiği irşad(Aydınlatma) heyetleri’ni Ata’nın köyüne-kendine göndermek ve gerçekleri vatandaşa anlatmakla. Milli eğitim bakanı Türk ocakları genel başkanı olan rahmetli Hamdullah Suphi Tanrıöver’di. Mustafa Kemal’e geldi. -Paşam… Bunlar çoğunlukla arapça konuşacaklar.halk ne anlayacak? […] Read More

HALK VE YÖNETİCİ

1923 Martı’nın 17.Cumartesi günü Mersin’e gidiyoruz.İstasyonda yaya olarak topluluk halinde ilerlerken, yolun ortasında, aynen Adana’ya giderken olduğu gibi, büyük bir levha taşıyan birkaç kız şef’in karşısına çıktı.Levhada şu cümle yazılı idi : ”Suriye hemşirenizi de kurtarınız.” İki gün evvel Adana’da Antalya ve İskenderun için yapılan levhalı gösteri, ,Antalyalı kızın o herkesi ağlatıp sızlatan hıçkırıklı söylevi […] Read More

MİLLİYETÇİLİĞİ

 Yıl 1920: Ankara Rafet (Bele) ve kurmay binbaşı Salih (Omurtak) ile beraber olmak üzere, Konya’dan gelen bütün heyet, akşam treni ile hareket ediyoruz.Öğleden sonra millet bahçesinde oturmakta olan Mustafa Kemal’e Allahaısmarladık demeye gittim; yanına oturttu ve görevimden çekilmemi iyi karşılamadığını, bu sıralarda Konya’da bulunmaklığımın faydalı olacağını, İsmet (İnönü), çevreyi tenıyıncaya kadar orada kalarak kendisine yardım […] Read More

TÜRKÜN DOSTU VAR MI?

28 Haziran 1933 Ankara erkek lisesi’nde Sınava giren çocuklardan biri sorulan bir soruya şöyle karşılık vermişti: -Fransa işle olan geleneksel dostluğumuz gereği.. Atatürk, derhal sözü keserek sormuştu: -Hangi geleneksel dostluk, bu nereden çıktı, kim söyledi bunu? O zaman coğrafya ayağa kalkarak ”Ben söyledim Paşam’‘ diye onun hiddetini azaltmaya çalışmıştı.Bana dönerek ve ”sen söyle tarih hocası” […] Read More

CUMHURİYETE SAHİP ÇIKMA

Atatürk, Mudanya yolu ile Bursa’ya gidiyordu.Kalabalık bir halk kitlesi iskelede etrafını çevirmiş bulunmakta idi.Bir kadının, elinde bir kağıtla Atatürk’e yaklaştığı görüldü.Zayıf bir kadındı.Ata’nın yolunu keserek titrek bir sesle: ”Beni tanıdın mı oğul?” Dedi.. ”Ben sizin Selanik’te komşunuzdum.Bir oğlum var; devlet demir yollarına girmek istiyor.Siz onu alsınlar dediniz.Fakat müdür dinlemedi.Oğlumu işe almamış..Ne olur bir kerede siz […] Read More

MİLLET ADAMIYDI

Milli mücadelenin buhranlı günlerinde, Ankara civarında yaptığı bir gezintiden dönerken, yolda sarıklı bir hocaya rastgelmişti.Konuşurken, üstlerinden geçen uçağı göstererek sordu: –Hocam, bu uçak nasıl uçuyor? -Ne bileyim ben? …. Öğretmediler ki bize? -Peki, sen ne bilirsin? -Ne mi bilirim? Bu uçağı bin dersin binerim, oradan kendini aşağı at dersin atarım… İşte bunu bilirim ama bunuda […] Read More

YİNE YAK!.. LAİKLİK

Atatürk, Florya’dan Çekmece’ye doğru bir yaya yürüyüşünde, bir ağaç altında dinlenen ihtiyar bir adama rastladı.Adam hürmetl ayağa kalktı, Ata’y ı selamladı. Atatürk sordu: -Beni tanırmısın? –Tanımaz olur muyum? Evimde resmin bile var!.. Atatürk memnun olmuştu.Konuşmaya başladılar.İhtiyar: -Bir işine aklım ermedi, dedi.Cumhuriyetçiliği,İnkılapçılığı,Milliyetçiliği,Halkçılığı,hatta Devletçiliği anlıyorum ama, şu ”Lailkliği” pek kavrayamadım.Neden herşeyi birden bozdun? Ata: -Bunu sana bir […] Read More