DİNLEMEKTEN ZEVK ALIRIM

 Neşeli bulunduğu bir zamanı seçerek: –Paşam… demiştim, şu danıştıkların içinde bazan öyleleri var ki, şaşırıyorum.Bunların mütalalarına nasıl olsa sonunda iştirak etmeyeceksin.Kararını önceden vermiş olduğun malum… O halde,ne diye onları birer birer çağırıp karşında söyletirsin? Atatürk, yüzüne alaycı bir eda ile bakıp şu cevabı vermişti: -Bazan ihç umulmadık adamdan ben çok şeyler öğrenmişimdir; hiç bir kanaati […] Read More

HACER NİNE

Hacer nine yine bunalmıştı.İçi içine sığmıyordu.Beş gözlü evinin içi yine birkaç gündür zindan kesilmişti.Düşündükçe yüreği yerinden kopuyordu.Yetmiş yaşındaki bu kimsesizlik ona büsbütün koymuştu. Kocasını Yemen’de kaybetmişti.Bir oğlu balkanlarda, ikisi de çöllerde kalmıştı.Bir gelini ile üç torunu vardı.Gelini hastalıktan öldü, torunlarının biri de büyük muharebede şehit düştü.Birisi İkinci İnönüden dönmedi. En son torununu da Sakarya’ya gönderdi.Bir […] Read More

YAVUKLUM GÖNDERDİ

Bir akşam, uzun müddet didişen, uğraşan iki erden birisinin yüzüü sildiği mendil gözüne ilişmişti.Bu işlemeli ve göz alıcı yağlıyı isteyerek sordu. -Bunu nerden aldın? Bu ani soru karşısında şaşıran kahraman Türk çocuğu, sıkılarak cevap verdi: -Yavuklum gönderdi, Atam! Büyük kayıplar karşısında bile ağladığı görülmeyen, acı duygularını içinde gizleyen büyük şef, bilmem neden,o anda sarsılmıştı; dolan […] Read More

CAMİ VE ATATÜRK

Mustafa Kemal Edirne’yi ziyaretinde Sinan’nın o muteşem camiine bir müddet hayran hayran baktıktan sonra fikrini ve ihtisaslarını şu sözlerle belirtti: -Camiler, birbirimizin yüzüne bakmak için yapılmamıştır.Camiler, itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için, neler yapılmak lazım geldiğini düşünmek, yeni meşveret için yapılmışlardır. Read More

TÜRK İFTİHAR ETMEK İÇİN YARATILMIŞTIR

Sarayburnundaki büyük eğlentide, 9 Ağustos 1928 akşamı, etrafını saran halka hitaben, ilk defa harf devrimini açıklayarak yeni harflerin kabul edilmesi lazım geldiğini belirttikten sonra: -Bir milletin yüzde onu,yirmizi okuma yazma bilir de, yüzden sekseni, doksanı bilmezse, ayıptır.Bu millet utanmalıdır.Ama Türk milleti utanmak için yaratılmış bir millet değildir.İftihar etmek için yaratılmış, şanlı şerefli bir millettir.Tarihi baştan […] Read More

ZEKERİYA SOFRASI

Çankaya köşkü’nün biraz ilerisinde, ağabeyi Atatürk’ün yaptırdığı evde oturan Makbule Hanımefendi, birgün köşke geldiğinde Ata kendisine: -”Canım çiğ börek istedi.Hazırlarsan akşam sana yemeğe gelirim”der. O akşam Makbule hanımefendiye arkadaşları zekeriya sofrasına davetlidirler.Durumu Ata’ya anlatırlar ve ertesi gün gelmesini rica eder.Atatürk merakla sorar: -”Nedir bu zekeriya sofrayı?” aldığı cevap üzerine ”Peki” der ama, beraberine Salih Bozok, […] Read More

DOĞUŞUNDAKİ FEVKALADELİK

Atatürk kendisinin insanüstü bir varlık olduğunu söylemelerini hiç hoş karşılamazdı.Çocukluk arkadaşı Nuri Conker’in sert şakalarını büyük bir neşeyle dinler ve hepimizin önünde tekrarlattırırdı. Bir gün sofrada ismini zikretmke istemediğim bir zat: -Paşam, demişti, kimbilir çocukluğumuzda ne müstesna bir insandınız.Kimbilir, ne harkulade hatıralarınız vardır.Atatürk güldü ve Nuri Conkere döndü: -Nuri, anlatsana!.. dedi. Nuri Bey her vakitki […] Read More

VAHDANİYET (TEK TANRI) İNANCI

Ata’nın Tarih-dil mevzularıyla yakından meşgul olduğu devreydi.Zaman zaman Çankaya’daki toplantılarında davetli olarak kabul bulunuyordum ve arzusu üzerine dil kurumunda aktif vazife almıştım.Din ve tasavvuf mevzuları üzerindeki hizmetlerim de malımı idi.Böyle bir araştırma toplantısında birden bana hitap ederek: -Sizden bir ricam olacak, bir ülkeye ve millete Allah katından bir Peygamber neden gönderilir? Şu cevabı verdim: -O […] Read More

TÜRKİYE’YE KİN YAKIŞMAZ!..

İstanbul’un işgali yıllarında bir Türk okulunu gezen Fransız generallerinden M.Bramon,Bir kızımınızın yaptığı elişini beğenmişti.General bunu almak arzusu göstermesi üzerine elişinin sahibine öğretmen armağan edilmesi için teklifte bulunmuş ve öğrenci buna son derece sinirli: -Hayır, bir çöp bile vermem!.. demek suretiyle şiddetli reddetmişti. Aradan yılalr geçtikten sonra aynı okula Atatürk gelmiş, aynı öğrenci bu kez düşman […] Read More

GERİCİLİĞE YAĞMA YOK

 Kız ve erkek çocukların bir arada okumaya başladıkları sırada, Karadeniz kıyılarında bir inceleme gezisine çıkan Atatürk, 19 Eylül 1924 günü Rize’de bulunurken Rize ve Pazar müftüleri kendisine bir dilekçe verirler.Atatürk, sunulan dilekçeye göz gezdirdikten sonra biraz sinirli müftülere döner. -Yaaa?.. . Demek medreselerin tekrar açılmasını istiyorsunuz?Bu millet, çocuklarını istediği gibi okutmayacak mı? Şimdiye kadar geri […] Read More