İstiklal Savaşına başladığı sıralarda Atatürk’e dediler ki: -Nasıl mümkün olur? Ordu yok! -Yapılır -İyi ama bunun için para lazım… o da yok? -Bulunur -Diyelim ki bulduk, düşmanlarımız hem büyük hemde çok! -Olsun yenilir! O, dediklerinin hepsini yaptı.Yapamayacağı şeyi asla vadetmedi. Bir devlet şefinin kendisini millete sevdirebilmesi için belki ilk şart bu değil midir? N. A. […]Read More
23 Ekim 1919 Mustafa Kemal, milli mücadeleyi örgütlendirmek için ateşli bir gayret içindedir.Buna karşı İstanbul hükümeti güçsüzdür.Bu milli ayaklanmayı desteklemek şöyle dursun onun başbuğunu tutuklamak ve idam etmek kararına varmıştır. Bu tarihlerde Ruşen Eşref Bey, Mustafa Kemal ile bir görüşme yapmak üzere Amasya’ya geliyor. Ata ile uzun bir konuşma yapıyor, son sorularını sorup onların da […]Read More
1932 yılı yazındaydık.İstanbul donanmış.Yer yerinden oynamıştı.Türk tarihinin hiç bir devrinde görülmeyen bir şeref halesi İstanbul’un Pembe ufuklarını yaldızlamıştı.Birkaç günden beri VIII. Edward ve sevgilisi Madam Simpson, Atatürk’ün ve Türkiye’nin en büyük misafiri sıfatı ile İstanbul’da bulunuyordu.İngiltere kralı, kendisine gösterilen samimi misafirperverlikten fevkalade mütehassis olmuştu. İki gün sonra Atatürk’le misafiri moda’da deniz yarışlarını; bulundukları geminin güvertesinden […]Read More
Bahçe mimarı Mevlüt Baysal anlatıyor: Çankaya köşkünde, bahçesini yapıyordum.Bir gün Atatürk, yaveri ve ben, bahçede dolaşıyorduk.Çok ihtiyar ve geniş bir ağacın Ata’nın geçeceği yolu kapladığını gördük.Ağacın bir yanı dik, bir sırt,diğer yanı suyu çekilmiş bir havuzdu.Ata, havuz kısma yaslanarak karşı tarafa geçti. Derhal atıldım: -Emredersiniz derhal keselim paşam. Bir an yüzüme baktı, sonra: -Yahu, dedi, […]Read More
Fransızlarla Hatay meselesine dair anlaşma yapıldığı günlerden biriydi.Hatay’dan dönüşünde Eskişehir’de kaldı.İereflerine orduevin’de bir şölen verildi.Şölende Eskişehirli bir genç aradı ve buldu.Ona Fransa hakkında bir şeyler yazdırdı ve okuttu.Bunda Fransızların savaşacak durumda olmadıklarından bahsediyordu.Son derece heycanlıydı.Yani, içildi.Milli oyunlara başlandı.Ata’mız biranlık bütbütün coştu.Zeybek havasına kendini kaptırdı.Atağa kalkarak oynamaya başladı.Coşkunluğu o dereceyi bulmuştu.Dizini yere vururken bir aralık sendeledi.Halk, […]Read More
İnebolu’dan Kastamonu’ya geliyoruz.Bütün Kastamonu halkı, kışlanın ilerisine toplanmış.Büyük Gazi’nin 24 saat evvelki şapka hakkında söylediği nutuk Kastamonu da ilk defa olumlu şekilde etkisini göstermiş.Başta Kastamonu valisi Fatin (sabık Bursa milletvekili Fatin Güvendiren) olumlu halde, bütün memurlar, öğretmenler beyaz şapka giymişler.Ata, Kastamonu’ya gelirken çarşaflı peçeli kadın öğretmenler karşılamıştı.Şimdi bu kadın öğretmenler, peçelerini açmışlar… Yol boyunca beyazlı […]Read More
Erzurum kongresi sıralarında bir konuşma esnasında: Ajans’tan Erzurum’a yeni atanmış olan ve birkaç gün önce padşah tarafından kabul edilen,kendisine direktif verilen Reşat Paşa’nın İstanbul’dan hareket ettiğini yazıyordu.Bu haber Mustafa Kemal Paşa’yı düşündürdü.Biraz sonra oradaki arkadşlarına Reşit Paşayı tanıyıp, tanımadıklarını nasıl bir adam olduğunu sordu.Yeni valiyi içimizden yalnız Süleyman Necati tanıyordu.Reşat Paşa’nın 1912’de ettiğini öğrenmek istedi.Mustafa […]Read More
Yıllar sonra bir ressam, Mustafa Kemal’e Sakarya savaşı’nı gösteren bir tablo hediye etti.Kendisi, ön planda yağız bir savaş hayvanına binmiş olarak görünüyordu.Ressam, tebrik beklerken, birderbire Mustafa Kemal’in ”Bu tabloyu kimseye göstermeyin” demsi üzerine şaşırıp kaldı.Kimse ne söyleyeceğini bilemiyordu.Mustafa Kemal açıkladı: -”Savaşa katılmış olan herkes bilir ki, hayvanlarımız bir deri, bir kemikten ibaretti, bizimde onlardan arta […]Read More
Aksaçlı bir ninnenin ağzından: Yavrularım, siz bilmezsiniz, bir zamanlar ”Köyümüze düşman geliyor!” dediler.Bir pılıyı pırtıyı toplayıp göçebeler gibi yollara düştük.Sinan paşa ovasında bir köye yerleştik. Günler geçti.Bir gün düşman ansızın köye geldi.Artık gidecek başka yer olmadığından, düşman içinde kalmıştık.Bir sabah uyandığımız zaman uzaklardan top sesi geliyordu.”Kurtulduk, kurtulduk!” diye sevince üdştük.Tam bu sırada köyün öte başında […]Read More
Mustafa Kemal, birinci dünya savaşında Çanakkale, İngiliz ve Fransız donanmaları tarafından zorlandığı zaman İstanbul’u kurtardıktan sonra bu kurtuluşun geçici olacağına inanıyordu.Almanya’nın yenilgiye uğrayacağına ve onun Türkiye’nin de tehlikeye düşeceğini anlamış bulunuyordu.Bunun için Almanya yenilmeden önce Osmanlı devletinin tek başına barış yapması çaresini düşünüyordu.Mustafa Kemal bir gün bu nedenle o zaman bahriye nazırı olan Cemal Paşa […]Read More