Atatürk anafartalar’da düşmanı şaşkına çevirirken gerektikçe hasmının durumundan bilgi edinmek için ”bir dil yakalyın!” der, Mehmetçikler de ne yapıp yapıp karşı taraftan bir asker yakalar getirirlermiş. Bir gün getirilen dilden gerekli bilgileri aldıktan sonra Ata sormuş: -Peki, sen Yeni Zellandalısın madem, Türklerden ne kötülük gördün ki vuruşmak için kalkmış ta oradan buraya gelmişsin? Zellandalının bunu […]Read More
Savaşın sıkışan zamanlarında orduda bozunluk yarataibilecek davranışlar komutanların hemen o anda kendi elleri ile ölümle cezalandırılmaları bir görenektir. Birinci cihan savaşında gerekli gereksiz bu yola sapan bir komutan dile düşmüştür. Bir gün Atatürk’ün sofrasında bu konu ele alınmış, tartışılıyordu, kendisi bu çareye hiçbir zaman başvurmadığını, buy yola sapanların çoğunlukla beceriksiz ve duygusuz kişiler olduğpunu söyleyerek: […]Read More
Birinci Dünya Savaşında, Irak’ta, İngilizlerle savaşıyorduk.Bir aralık ele geçirdikleri Kütülemara kalesini az sonra bizim ordu çevirmiş, epey uğraştıktan sınra düşürmüş, içindekileri de komutanları General Townshend ile birlikte tutsak etmişti.Komutan İstanbul’a getirilerek savaşın sonuna değin Heybeliada2da gözaltı edilmiş, ırakışma olunca da yurduna dönmüştü. Anadolu’da Kurtuluş Savaşı başladıktan sonra General Townshend’in güney kıyılarımızdaki limanlardan birine geldiği ve […]Read More
Toplantıda kendisinden evvel söz söyleyenlerden biri ona:”nereden ilham ve kuvvet” aldığını sormuştu; büyük adam bu soruya millet hizmetinde bulunan insanların ilham kaynakları hakkında, uzunca bir tahlil yaparak cevap verdi… sonunda kısaca demişti ki: ”Efendiler.. İlham ve kuvvet kaynağı milletin kendisidir; milletin müşterek arzusu, gerçek temayülüdür.Varlığımızı, istiklalimizi kurtaran bütün teşebbüs ve hareketler; milletin müşterek fikrinin, arzusunun […]Read More
Birinci dünya harbi yenilgisinden sonra öz yurdun kurtuluşu için mücadeleye atıldığı zaman o’na ”Silahın, ordun, paran var mı?” diye soranlar olmuştu.Eşsiz kahraman; bu zayıf iradeli ve kısa görüşlülere şu cevabı vermişti: ”Paramız olacak, silahımız olacak, ordumuz olacak, savaşacağız ve muzaffer olacağız.” Bu seferde, ”devletin bünyesini yaşatmak için, harice baş vurmaksızın, memleketin gelir kaynakları ile idaresini […]Read More
Bir gün Mısır’da bağımsızlık davası için çalışan liderlerden biri, Mustafa Kemal’i görmeye gelmişti, kendisine; -Bizim hareketin de başına geçmek istemez misiniz? Diye sordu. Olabilecek birşey değildi ama, insan yoklamalarını pek seven Mustafa Kemal; -Yarım milyonun bu uğurda ölür mü? Diye sordu. Adamcağız yüzüme bakakaldı: -Fakat paşa hazretleri yarım milyonun ölmesine ne lüzum var? Başımızda siz […]Read More
Ata Kastamonu’yu ziyaret etmişti.Kışlaya da uğramıştı.Koğuşları geziyordu.Her koğuşt birçok vecizeler vardı.Güzel sözlerdi bunlar.Bir koğuşta büyük bir levha yazılmış: -Bir Türk on düşmana bedeldir. Atatürk bunu görünce birdenbire durdu, yüzü değişti, gözleri daldı.Sonra sert bir sesle: -Hayır, hayır…. dedi bir Türk dünyaya bedeldir.Read More
İngiliz kralı VIII.Edward İstanbul’a Atatürk’ü ziyarete geldiği zaman, Atatürk kendisine bir akşam ziyafeti vermişti.Ziyafetten önce: -”Bana İngiltere sarayında verilen ziyafetler ne şekilde olur, onu bilen birisini yahut bir aşçı bulunuz!..” dedi. Ve nihayet bu sofra merasimini bilen bir zattan öğrenerek sofrayı o şekilde düzene koydular…Akşam kral sofraya oturunca kendisini kral sarayında zannederek memnun oldu.Atatürk’e dönerek: […]Read More
Ankara, 10. cumhuriyet yılının büyük ve ölçüsüz sevinci içindedir.Şehir, baştanbaşa ışıklarla donatılmıştır.Eğlence yerlerinde her Türk, tam bir şuurla devrimin nimetlerini idrak ederek neşe içinde eğlenmektedir. Atatürk, resmi baloların verildiği yerlere uğradıktan sonra halkevi’ne de teşrif ediyor.Orada, milli ve mahalli giysileriyle coşan ve coşturan Türk köylüleriyle karşılaşıyor. Birgün bu milleti ve bu memleketi kurtarmak için atıldığı […]Read More
Zaferi müteakip yeptığı seyahatte Samsun’a uğramış, orada öğretmenlerle görüşüyordu. Öğretmenler adını konuşanların, kendisi hakkında çok sitayişkarane sözler söyleyişlerini, sükunetle dinledikten sonra,onlara şu cevabı vermişti -Vatandaşınız olan herhangi bir şahsı, istediğiniz gibi sevebilirsiniz.Kardeşiniz gibi, arkadaşınız gibi,babanız gibi,evladınız gibi,sevgiliniz gibi sevebilirsiniz!Fakat bu sevgi, sizi milli varlığınızı, bütün muhabbetlerinize rağmen herhangi bir şahsa herhangi bir sevdiğinize vermenize sebep […]Read More