Şişli’deki evinde tek başına ihtilali hazırlayan Atatürk, kendisini dokuzuncu ordu müfettişliğine tayin ettirmiş fakat, zamanın harbiye nazırı bu emre imza atmaya cesaret edemiyerek yalnız mühürünü basabilmişti.Atatürk(15 Mayıs 1919 günü)Babıalide hükümet büyüklerinde veda ederken İzmir’in işgali haberi gelmişti. Bir nazır: -Sizce ne yapmamız icabedecektir, Paşa? Diye sorunca Atatürk: –Yiğitlik gösteriniz! Cevabını vermişti. 1919 yılı mayısının on […]Read More
Bu ana-baba gününde Mustafa Kemal’in bir arkadaşı istanbul’dan Sofya’ya mektup yazıyor ve Sofya ateşemiliteri Mustafa Kemal’den savaşın sonunun ne olacağını soruyor.Mustafa Kemal’in verdiği cevap aynen gerçekleşiyor:Savaşın ilk yılında Mustafa Kemal’in verdiği cevabı okuyalım: ”Hangi tarafın galip geleceğine dair olan düşüncemi söylemekten çekinirim.Nazik ve büyük bir devre içinde bulunduğumuza şüphe yoktur; Almanlar büyük e hayret edilecek […]Read More
Yaşadıkları sürece yığınlara hakim olmuş, alkışlar ve takdirler toplamış nice tarihi kişiler,hayatlarında veya ölümlerinden sonra zaman çarkının dişlileri arasında kaybolup gittiler.Bunlar ”yalancı şöhretler’‘di ve yaptıkları köksüzdü, temelsizdi bunun içindir ki, eserlerinin ömrü, kendi ömürlerini aşamadı. Bunları çoğu, lehlerinde yapılmış birtakım gösterilerin gururuna da kapıldılar.VE bunları ”ebedi yaşama”nın bir delili sandılar, ”zafer sarhoşluğu”nun uykusunda kaybolup gittiler. […]Read More
1932 yılı yazındaydık.İstanbul donanmış.Yer yerinden oynamıştı.Türk tarihinin hiç bir devrinde görülmeyen bir şeref halesi İstanbul’un Pembe ufuklarını yaldızlamıştı.Birkaç günden beri VIII. Edward ve sevgilisi Madam Simpson, Atatürk’ün ve Türkiye’nin en büyük misafiri sıfatı ile İstanbul’da bulunuyordu.İngiltere kralı, kendisine gösterilen samimi misafirperverlikten fevkalade mütehassis olmuştu. İki gün sonra Atatürk’le misafiri moda’da deniz yarışlarını; bulundukları geminin güvertesinden […]Read More
Bahçe mimarı Mevlüt Baysal anlatıyor: Çankaya köşkünde, bahçesini yapıyordum.Bir gün Atatürk, yaveri ve ben, bahçede dolaşıyorduk.Çok ihtiyar ve geniş bir ağacın Ata’nın geçeceği yolu kapladığını gördük.Ağacın bir yanı dik, bir sırt,diğer yanı suyu çekilmiş bir havuzdu.Ata, havuz kısma yaslanarak karşı tarafa geçti. Derhal atıldım: -Emredersiniz derhal keselim paşam. Bir an yüzüme baktı, sonra: -Yahu, dedi, […]Read More
Fransızlarla Hatay meselesine dair anlaşma yapıldığı günlerden biriydi.Hatay’dan dönüşünde Eskişehir’de kaldı.İereflerine orduevin’de bir şölen verildi.Şölende Eskişehirli bir genç aradı ve buldu.Ona Fransa hakkında bir şeyler yazdırdı ve okuttu.Bunda Fransızların savaşacak durumda olmadıklarından bahsediyordu.Son derece heycanlıydı.Yani, içildi.Milli oyunlara başlandı.Ata’mız biranlık bütbütün coştu.Zeybek havasına kendini kaptırdı.Atağa kalkarak oynamaya başladı.Coşkunluğu o dereceyi bulmuştu.Dizini yere vururken bir aralık sendeledi.Halk, […]Read More
İngilizler Çanakkalede anafartalar grubunu maplup edip de cepheyi sökemeyince yeni bir harekete giriştiler, bu cepheyi sağdan çevirmek istediler. Düşmanın planını bozmak için kireç tepeyi tutmak lazımdıİ halbuki oraya giden tek bir dar yol savaş gemileri tarafından makaslama ateş altında tutuluyordu.Her an otuz sekizlik gülleler korkunç patlayışlarla ortalığı altüst ediyor; ölüm saçıyordu; bir insanın değil, kuşun […]Read More
Atatürk bir torpido ile seyehat ediyordu.Gece olmuş ve geminin bütün ışıkları yakılmıştı.Bir adanın önünde geçerken Atatürk, gemi süvarisini çağırdı ve ona şu emri verdi: -Geminin bütün ışıklarını söndürünüz!… Emrin niteliğini kavramayan kaptan: -Aman Ata’m, bu ancak savaş ilan edilmiş memleketlere karşı yapılmaz mı? Diye karşılık verince, koca Ata gürleyiverdi: -Bilmiyor mu zannediyorsun? Sana verdiğim emri […]Read More
Akşam Konya valisi İzzet Bey, köşk’te bir ziyafet vermiş, yemeğe konya milletvekilleri de davet edilmişti.O zamanlar Atatürk’ün özle kalem müdürü olarak gezide bulunan Hasan Rıza (Soyak) ‘ın bu yemekle ilgili bir hatırasını buraya aynen alıyoruz: Konya”da Atatürk’e, halk tarafından hediye edilmiş olan konakta – ki, şimdi vali konağı olarak kullanılmaktadır- Mabuslardan bazılarının da davetli olarak […]Read More
Atarürk, muhtelif vesilelerle maiyetinde çalışan kimselerin samimiyet ve sadakatlarını imtihan etmesini gayet iyi bilirdi.İnsanların haliet-i ruhiyesini, niyet ve emellerini teşhis ve temyiz etmekte şelaleler saçan bir zekaya malikti. O büyük insan, bir gece Çankaya köşkündeki bir ziyafetti devrin vekillerinden maruf bir zara şöyle bir sual sorar: -Beni hakikakten sever misiniz? Muhatabı hemen cevabı yapıştırır: -Sevmek […]Read More