Atatürk oldug bir kararı uygulayacağı zaman iradesi kükrediği kadar, dehası en kolay ve kestirme usülleri bulmakta müstesna bir hüner gösterirdi. Yeni Türk Alfabesinin ilk şekillerini kendisine götürdüğüm zaman ”Komisyonuni en aşağı beş yıllık bie geçiş devresi düşündüğünü” söylemiştim.Gazeteler önce birer sütunlarını yeni harflere ayıracaklar, yavaş yavaş sütun sayısı artacak sonunda bütün gazeteler yeni harflerle çıkacaktı.Okullar […]Read More
Her zaman Atatürk soru sormaz veya sınava çekmez ya! Bir gün de, sofrada, neşeli bir zamanında Atatürk2ü sınava çektiler arkadaşlarından biri, sordu: -Lütfen cevap verin bakalım; dahi kime derler? Attürk etmeden ve kendisinin sınava çekilmesini yadırgamadan, cevap verdi: -Dahi odur ki, ileride herkesin takdir ve kabul edeceği şeyleri ilk ortaya koyduğu vakit herkes onlara delilik, […]Read More
Sakarya Muharebesinden sonra idi.Kurmay subay cepheden alınan bilgileri Başkumandan Mareşal Gazi Mustafa Kelam’e okuyordu.Bunlar arasında cephe kumandanlarından biri, Seyit Gazi veya Döker’in bilmem ne kadar doğu veya kuzeyinde bir düşman tümeni görüldüğünden bahseyidordu.Paşa kaşlarını çatarak: –Hayır orada düşman tümeni olamaz ve yoktur. Yazınız, iyi baksınlar. Dedi.Kurmay subay gittikten sonra orada iki saat daha kaldım.Biz öğle […]Read More
Bahçe mimarı Mevlüt Baysal anlatıyor: Çankaya köşkünde, bahçesini yapıyordum.Bir gün Atatürk, yaveri ve ben, bahçede dolaşıyorduk.Çok ihtiyar ve geniş bir ağacın Ata’nın geçeceği yolu kapladığını gördük.Ağacın bir yanı dik, bir sırt,diğer yanı suyu çekilmiş bir havuzdu.Ata, havuz kısma yaslanarak karşı tarafa geçti. Derhal atıldım: -Emredersiniz derhal keselim paşam. Bir an yüzüme baktı, sonra: -Yahu, dedi, […]Read More
Fransızlarla Hatay meselesine dair anlaşma yapıldığı günlerden biriydi.Hatay’dan dönüşünde Eskişehir’de kaldı.İereflerine orduevin’de bir şölen verildi.Şölende Eskişehirli bir genç aradı ve buldu.Ona Fransa hakkında bir şeyler yazdırdı ve okuttu.Bunda Fransızların savaşacak durumda olmadıklarından bahsediyordu.Son derece heycanlıydı.Yani, içildi.Milli oyunlara başlandı.Ata’mız biranlık bütbütün coştu.Zeybek havasına kendini kaptırdı.Atağa kalkarak oynamaya başladı.Coşkunluğu o dereceyi bulmuştu.Dizini yere vururken bir aralık sendeledi.Halk, […]Read More
1932 yılı yazındaydık.İstanbul donanmış.Yer yerinden oynamıştı.Türk tarihinin hiç bir devrinde görülmeyen bir şeref halesi İstanbul’un Pembe ufuklarını yaldızlamıştı.Birkaç günden beri VIII. Edward ve sevgilisi Madam Simpson, Atatürk’ün ve Türkiye’nin en büyük misafiri sıfatı ile İstanbul’da bulunuyordu.İngiltere kralı, kendisine gösterilen samimi misafirperverlikten fevkalade mütehassis olmuştu. İki gün sonra Atatürk’le misafiri moda’da deniz yarışlarını; bulundukları geminin güvertesinden […]Read More
Dadaylı Halit Beğ adlı anılardan: -Birgün sofrada uzun süren konuşmalar ve fikir yoklamaları sırasında , Atatürk, yanında oturttuğu eski maarif nazırı, koyu ittihatçılardan İzmit milletvekili Şükrü Beylerde konuşmuş Halit (Dadaylı) Bey’in de bulunduğu bir yerde bu görüşmenin gidiş biçimini anlatan Şükrü Bey; fırsattan yararlanmak, demokrasinin gereklerinden, Fransız büyük devriminden ve hürriyet ve millet egemenliği prensiplerinden,bunların […]Read More
Az önce küme küme, birbirinden ayrı,birbirinden uzak birer alem yaşayan bahçe halkı ansızın ortak bir topluluk gibi aynı duygunun çevresinde birleşmiş oldu.Atatürk’ün gelişi onları öylesine büyülemiş, gönüllerini o denli kaynaştırmıştı.Onun toplayıcı gücü kendini burada da göstermiş. Oraya boğaziçi mehtabının tadını çıkarmaya gelenleri gözüne, o’ndan başka herşey artık görünmez olmuştu.Müzik susmuş, şimdi herkes okşayan bakışlarla o’na […]Read More
Serbest fırka zamanında : Gazi: -Fethi (Okyar) Bey, Süreyya (İlmen) Paşa’yı partinize aldığınıza çok memnun oldum; kendisi hem şehirci hem teşkilatıçıdır, buyurdular. Ondan sonra bana dönerek: -Bak, ben, cumhurbaşkanı olarak tarafsızım.Bir partinin başında pek sayın arkadaşım İsmet Paşa hazretleri bulunuyorlar.Diğer partinin başında pek sayın arkadaşım Fethi Beyefendi bulunuyorlar.Bu iki parti birbirleriyle çarpışacak, birbirlerini kontrol edecek, […]Read More
Düğün, O’nun varlığı ile son sınırına ulaşan bir neşe içinde geçmişti.Ata ayrılmak üzere ayağa kalkınca kendisini uğurlamak için halk iki sıra diziliverdi.Sevecen bakışları sağa sola yönelterek yavaş yavaş ilerlerken bir yerde durakladı, sonra durdu, elini yedi sekiz yaşlarında bir kız çocuğunun başına uzattı. Çocuğun arkasında yer alan ve anası ile babası olan çifte yavaşça seslendi. […]Read More