Atatürk’e hakaretten sanık bir köylü hakkında takibat yapılıyordu.Durumu Ata’ya arz ettiler: -Mahkemeye veriyoruz, dediler, size küfür etmiş. Ata sordu: -Ben ne yapmışım ona? Evrakı tetkik edenler açıkladılar: -Gazete kağıdı ile sardığı sigarayı yakarken kağıt tutuşmuş da ondan. Atatürk’e bunu söyleyen bir milletvekilidir.Ata sormuş: -Siz hiç gazete kağıdı ile sigara içtiniz mi?. . –Hayır… -Ben Trablustayken […]Read More
Konya isyanını müteakip Koya’ya gelen Atatürk sinirli ve üznügdü.Şehrin ileri gelenleriyle belediye salonunda konuşurken elindeki yanar sigarayı bir aralık iki parmağı arasına almış ve ateşi parmakları arasında ezerek söndürmüş ve şöyle demişti: –Ateş nerede çıkarsa çıksın, iki parmağımın arasında böyle ezeceğim!… NÜKTE VE FIKRALARLA ATATÜRK SH 41 Read More
Ankara’da yüksek öğretim talebelerinin tertiplediği bir çayda Atatürk gençlere hitabeler söyletiyordu.Heyecanlar konuuşan bir genç sözü Atatürk’e getirerek: -Atatm, dedi, sen bir Allah’sın. Atatürk hiddetlendi, ayağa kalktı: -Arakadaşlar, Allahmefhumu insan beyninin çok küçük kavrayabileceği metafizik bir meseledir.Read More
Bir tatih’te Eskişehir’i ziyaretinde; yakın köylerde gezinti yaparken, asırlık çınarların gölgesine sığınmış bir köy kahvesi önünde otomobili durdurdu.Salih Bozok’a; -Bu çınarları hatırlıyorum… dedi; zaferden sonra birgün yolum düşmüştü!… Eski hatıraları bir an tekrar yaşatmak için; arabadan inip, büyük bir tevazuyla köy kahvesinin harap iskemlesine oturdu. Biraz sonra kahveci ona, köyünün yegane ikramı olan ayranı temiz […]Read More
Neşeli bulunduğu bir zamanı seçerek: –Paşam… demiştim, şu danıştıkların içinde bazan öyleleri var ki, şaşırıyorum.Bunların mütalalarına nasıl olsa sonunda iştirak etmeyeceksin.Kararını önceden vermiş olduğun malum… O halde,ne diye onları birer birer çağırıp karşında söyletirsin? Atatürk, yüzüne alaycı bir eda ile bakıp şu cevabı vermişti: -Bazan ihç umulmadık adamdan ben çok şeyler öğrenmişimdir; hiç bir kanaati […]Read More
Hacer nine yine bunalmıştı.İçi içine sığmıyordu.Beş gözlü evinin içi yine birkaç gündür zindan kesilmişti.Düşündükçe yüreği yerinden kopuyordu.Yetmiş yaşındaki bu kimsesizlik ona büsbütün koymuştu. Kocasını Yemen’de kaybetmişti.Bir oğlu balkanlarda, ikisi de çöllerde kalmıştı.Bir gelini ile üç torunu vardı.Gelini hastalıktan öldü, torunlarının biri de büyük muharebede şehit düştü.Birisi İkinci İnönüden dönmedi. En son torununu da Sakarya’ya gönderdi.Bir […]Read More
Bir akşam, uzun müddet didişen, uğraşan iki erden birisinin yüzüü sildiği mendil gözüne ilişmişti.Bu işlemeli ve göz alıcı yağlıyı isteyerek sordu. -Bunu nerden aldın? Bu ani soru karşısında şaşıran kahraman Türk çocuğu, sıkılarak cevap verdi: -Yavuklum gönderdi, Atam! Büyük kayıplar karşısında bile ağladığı görülmeyen, acı duygularını içinde gizleyen büyük şef, bilmem neden,o anda sarsılmıştı; dolan […]Read More
Birinci Dünya Savaşında, Irak’ta, İngilizlerle savaşıyorduk.Bir aralık ele geçirdikleri Kütülemara kalesini az sonra bizim ordu çevirmiş, epey uğraştıktan sınra düşürmüş, içindekileri de komutanları General Townshend ile birlikte tutsak etmişti.Komutan İstanbul’a getirilerek savaşın sonuna değin Heybeliada2da gözaltı edilmiş, ırakışma olunca da yurduna dönmüştü. Anadolu’da Kurtuluş Savaşı başladıktan sonra General Townshend’in güney kıyılarımızdaki limanlardan birine geldiği ve […]Read More
Bütün bu taarruz esnasında Gazi’nin yanında bulunan arkadaşlar, Yunan kuvvetleri komutanı general Trikopis’in başkumandan çadırına nasıl getirildiğini şöyle anlatılar. Trikopis, diğer esir kolordu ve fıkra(tümen) kumandanları ile birlikte Gazi’nin huzuruna çıkardıkları vakit, hepsi çok heyecanlı ve bitkin halde, imişler.Gazi, bunları oturtmuş, kendilerini teselli için bu gibi mağlubiyetlerinin tarihte misalleri olduğunu, sevk ve idarede vazifesini bi […]Read More
Savaşın sıkışan zamanlarında orduda bozunluk yarataibilecek davranışlar komutanların hemen o anda kendi elleri ile ölümle cezalandırılmaları bir görenektir. Birinci cihan savaşında gerekli gereksiz bu yola sapan bir komutan dile düşmüştür. Bir gün Atatürk’ün sofrasında bu konu ele alınmış, tartışılıyordu, kendisi bu çareye hiçbir zaman başvurmadığını, buy yola sapanların çoğunlukla beceriksiz ve duygusuz kişiler olduğpunu söyleyerek: […]Read More