NEYE LAYIKSIN!…

Atatürk’ün Adana’da Hatay için: -Kırk asırlık Türk yurdu yabancı elinde kalamaz! Demesinin iki gün sonrası idiMersin’de istasyondan şehrin içine doğru yavaş gidiyordu.Yolun üstüne siyahlat giyinmiş ve ellerinde büyük bir levha tutan birkaç genç kız çıktı.Levhada şu yazı vardı.’‘Suriye hemşehrinizi de kurtarın!” Suriye, ancak din kardeşi olan bir milletin vatanıydı.Türkiye ise artık dinci değil, milliyetçi bir […] Read More

ATA’ NIN ANAFARTALAR’DAN BİR ANISI

Atatürk anafartalar’da düşmanı şaşkına çevirirken gerektikçe hasmının durumundan bilgi edinmek için ”bir dil yakalyın!” der, Mehmetçikler de ne yapıp yapıp karşı taraftan bir asker yakalar getirirlermiş. Bir gün getirilen dilden gerekli bilgileri aldıktan sonra Ata sormuş: -Peki, sen Yeni Zellandalısın madem, Türklerden ne kötülük gördün ki vuruşmak için kalkmış ta oradan buraya gelmişsin? Zellandalının bunu […] Read More

KIRK ASIRLIK TÜRK YURDU

1923 senesinin Martı’nın onbeşinci Pazar günüydü.Atatürk, Adana istasyonunda trenden inmiş; sağı solu dolduran halkın coşkun alkışları:”Yaşa, varol!” sesleri arasında yaya olarak şehre gidiyordu. Yarı yolda karalar giymiş bir kadın, kalabalığı göze çarptı; sonra onların arasından ikişer levha taşıyan dört genç kız çıktı; Atatürk’ün önünde durdular, arkalarında bir kız daha göründü ve önüne geçti.Hıçkırıklar,iniltiler ve yalvarışlarla […] Read More

LİMAN VON SANDERS’ E OYNANAN OYUN

Bir gün,Atatürk’ten Türk askeri hakkında ne düşündüğünü sormuşlardı… -Durun, size bir hikaye anlatayım, dedi.Yıldırım orduları kumandanıydım. Liman von Sanders Paşa da o sırada kıtalarımızı denetime gelmişti.Hastaneden yeni çıkmış bazı kişiler de her nasılsa bölüklerin arasına karıştırılmışlardı. Sanders: -Canım, böyle adamları ne diye buraya gönderirler? Diye söylenerek hasta ve cılız bir askeri göğsünden itti.Mehmetçik derhal yere […] Read More

BÜYÜK ADAM ÖLÜNCE

 SENE 1938, ON KASIM…  İSTANBUL ÜNİVERSİTE’SİNDE SAAT 9’U 5 GEÇENİN MEŞUM HABERİ DUYULMUŞ… BİR ALMAN PROFESÖR VAR, HUKUK FAKÜLTESİNDE, O DA DUYMUŞ, ŞAŞIRMIŞ. DERSE GİRSİN Mİ, GİRMESİN Mİ BİR TÜRLÜ KARAR VEREMİYOR. O SIRADA AKLINA REKTÖRE MÜRACAAT ETMEK GELİR. KALKAR, YANINA GİDER. ARALARINDA ŞU KONUŞMA GEÇER:  -EFENDİM, MÜTEREDDİDİM. ACABA NE YAPSAM?  -SİZDE BÖYLE BÜYÜK BİR […] Read More

İKİ ATEŞ ARASINDA

Çalda cepheyi dolaşıyorduk.Hiç farkına varmadani düşmanla çarpışan avcılarımızlar, düşmana ateş saçan topçularımız arasına girmişiz. O sırada yanımıza geldiğinde boş bir atla bir süvari geldi.Ve Atatürk’e -Kumandan paşa bu atı gönderdi.Sizi topçu menzilinde bekliyor! Dedi.Atatürk askere : -Sen, dedi, bu atı ona götür, binsin de o buraya gelsin!.. Çok geçmeden 11 inci fırka kumandanı merhum Derviş […] Read More

DOĞRUNUN AŞIĞIYDI

Dil kurultayı toplanmak üzereydi.Kurultayı hazırlayanların ricası üzerine, Hüseyin Cahit de dil davasına dair fikirlerini, mütalaalarını yazmış göndermişti.Fakat bu fikirler aşırı kurultaycıların düşüncelerine uymuyordu.Hüseyin Cahit, öteden beri olduğu gibi Türkçe’yi sadeleştirmek ve konuşma diline yaklaştırmak gibi, özelleştirme zorlamalarına, hele konuşma dili kelimelerine dokunulmasına taraftar değildi. Hüseyin Cahit’in bu yazısını Atatürk’e de okuyan kurultaycılar zaten bir takım […] Read More

HANİ DÜŞMAN YOKTU ?. .

Atatürk’ün meşhur bir saat hikayesi vardır.Çanakkale’de, göğsünün sol üst cebindeki saate bir kurşun isabet etmişti..Bu fıkranın birkaç türlüsünü dinlemiştim.Fakat şimdi anlatacağım değişik şeklini, bir izci kafilesini Çanakkale harp sahasını gezmeye götürdüğümüz zaman bize klavuzluk eden bir jandarma yüzbaşısından ve tam olayın geçtiği ”Kemal yeri” nde dinledim: Askerlikte aranan en mühim sıfatlardan biri, ”çabuk karar verme […] Read More

SEN KİMSİN ?

Dumlupınar savaşı kazanılmıştır.Düşman askerleri geri çekilmektedir.Afyonkarahisar hatları çözülünce birkaç yunan esiri geceleyin Mustafa Kemal’in çadırına getirilmişti.Bunlardan biri zafer kazanmış kumandanın doğup büyümüş olduğu Selanik’ten gelmişti.Yüzü kendisine yabancı gelmemişti.Üniformasında hiç bir işaret yoktu.Mustafa Kemal’e sordu: -Binbaşımızınız? –Hayır. -Kaymakam mı? -Hayır. -Miralay mı? -Hayır -Ferik mi? -Hayır. -Peki nesiniz o halde? -Ben mareşal ve Türk orduları başkumandanıyırm. […] Read More

YALNIZ GÖZLERİM YAŞARIYOR

Atatürk, eline gelen bir işi bitirmeden rahat etmezdi.Zaruret mencut değilse, işi ileriye bırakmak adeti değildi.Bazen hiç durmadan okuduğu, 48 saat çalıştığıda olağandır. Buna dair bir anıyı Ata’nın genel sekreteri Hasan Rıza Soyak’ın ağzından dinleyelim: ”-Bir İstanbul seyehatinden Ankara’ya dönüyordum.Derhal köşke gittim.Hizmetçilere Atatürk’ün ne durumda olduğunu sordum.”İki gün iki gece, devamlı okuyor, birkaç defa banyo yaptı.Ve […] Read More