KUMANDANIN TARİFİ

Dolmabahçe Sarayındaki toplantılardan biri. Meşhur Paşalar da orada Gazi bir aralık yüksek rütbeli subaylara hitap ediyor:  -Bana, kumandanın tarifini yapınız?  Hepsi kararsız.İçlerinden biri cevap vermiş:  –Bizler pes, siz söyleyin!  Gazi tarif ediyor;  -Kumandan yaratan demektir. Atatürk bir gün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde İstiklal Savaşlarının hesabını verirken şu mütalada bulunmuştu:  -Türk yenildi derlerse inanmayınız. Yenilen kumandandır. […] Read More

Atatürk’ün Bir Eri Takdir Etmesi

İran Şahı Pehlevi Balikesir’de... Onunla beraber merasim kıtalarını dolaşıyorlar. Her sınıftan bir bölük görüyorlar; sıra benim makineli bölüğe geldi. Daha önce askere öğretmiştik. (acemi) kelimesini kullanmiyacklar, bunun yerine (yeni asker) diyeceklerdi. Çünkü (acemi) tabiri İranlılara hakaret olurmuş. . Önde şah hemen yanında Ata, biraz arkada da ben bölüğün yanından geçmeye başladık ve nihayetteki yeni satın […] Read More

ATATÜRK’ÜN “ALLAH” HAKKINDAKİ FİKRİ

Ankara’da yüksek öğretim talebelerinin tertiplediği bir çayda Atatürk gençlere hitabeler söyletiyordu.Heyecanlar konuuşan bir genç sözü Atatürk’e getirerek: -Atatm, dedi, sen bir Allah’sın. Atatürk hiddetlendi, ayağa kalktı: -Arakadaşlar, Allahmefhumu insan beyninin çok küçük kavrayabileceği metafizik bir meseledir. Read More

NAMAZ KILAN MEMURLAR

Atatürk devrinde namaz kılan memurların işlerinden atıldığı kesin olarak yalandır.Ordunun başı olan rahmetli Fevzi Çakmak yardımcısı orgeneral Asım Günbüz namaz kılarlardı.Atatürk devrinde Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanı olan Abdülhak Renda, Cuma namazlarını Hacı Bayram Camii’nde kılardı.Yazılarımızın doğruluğunu ispat için cnlı şahit de gösterebiliriz.Çok şükür Asım Gündüz paşamız hayattadır.Kendilerinden sorabilirsiniz. Yıl 1930, Atatürk Fevzi Çakmak’la birlikte […] Read More

BÜYÜK ADAM ÖLÜNCE

Sene 1938, On Kasım… İstanbul üniversitesinde saat 9’u 5 geçenin meşum haberi duyulmuş… Bir Alman profesör var, hukuk fakülsesinde, o da duymuş şaşırmış.Derse dirsin mi, girmesin mi bir türlü karar verememiş.O sırada aklına rektöre müracaat etmek geli.Kalkar, yanına gier.Aralarında şı konuşma geçer: -Efendim, mütereddidim.Acaba ne yapsam? -Sizde böyle büyük bir adam ölünce ne yaparlarsa, onu […] Read More

MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN ANADOLU’YA GEÇİŞ HİKAYESİ

Mustafa Kemal Paşa Sivas’ta Heyet-i Temsiliye(temsilciler kurulu) karargahında, Samsun’a gidişini Kılıç Ali’ye şöyle anlatmıştır.(Ekim 1919): ”-Ben tasarladığım programımı Şişli’deki evimin bir köşesinde oturarak ve birtakım pestenkerani anasırla görüşerek tatbik edebiledeğime kani olmadığım içindir ki doğrudan doğruya milletle temasa gelmek istedim.Cevherini çok alabildiğim ve çok sevdiğim milletimizin içinde ve onunla birlikte hereket etmeyi daha faydalı, hatta […] Read More

MUSTAFA KEMAL’CE BİR YANIT

İstanbul’un işgal günleri; başta general Harrington olmak üzere bir kısım işgal kumandanları Pera Palas salonunun bir köşesinde otururlar.Mustafa Kemal nedense dikkatleri çeker.kim olduğunu soruştururlar.Mustafa Kemal denir.Onlar için mustafa Kemal Birinci Dünya Savaşının en ünlü şahsiyetlerinden biridir.Yabancı dillerde Çanakkale harplerinden bahseden ve daima Mustafa Kemal’in isminde düğümlenen kitaplar, yazılar, o zaman bile bir kitaplığı doldururdu. Kendisine […] Read More

SEN KİMSİN ?

Dumlupınar savaşı kazanılmıştır.Düşman askerleri geri çekilmektedir.Afyonkarahisar hatları çözülünce birkaç yunan esiri geceleyin Mustafa Kemal’in çadırına getirilmişti.Bunlardan biri zafer kazanmış kumandanın doğup büyümüş olduğu Selanik’ten gelmişti.Yüzü kendisine yabancı gelmemişti.Üniformasında hiç bir işaret yoktu.Mustafa Kemal’e sordu: -Binbaşımızınız? –Hayır. -Kaymakam mı? -Hayır. -Miralay mı? -Hayır -Ferik mi? -Hayır. -Peki nesiniz o halde? -Ben mareşal ve Türk orduları başkumandanıyırm. […] Read More

DOĞRUNUN AŞIĞIYDI

Dil kurultayı toplanmak üzereydi.Kurultayı hazırlayanların ricası üzerine, Hüseyin Cahit de dil davasına dair fikirlerini, mütalaalarını yazmış göndermişti.Fakat bu fikirler aşırı kurultaycıların düşüncelerine uymuyordu.Hüseyin Cahit, öteden beri olduğu gibi Türkçe’yi sadeleştirmek ve konuşma diline yaklaştırmak gibi, özelleştirme zorlamalarına, hele konuşma dili kelimelerine dokunulmasına taraftar değildi. Hüseyin Cahit’in bu yazısını Atatürk’e de okuyan kurultaycılar zaten bir takım […] Read More

BÜYÜK ADAM ÖLÜNCE

 SENE 1938, ON KASIM…  İSTANBUL ÜNİVERSİTE’SİNDE SAAT 9’U 5 GEÇENİN MEŞUM HABERİ DUYULMUŞ… BİR ALMAN PROFESÖR VAR, HUKUK FAKÜLTESİNDE, O DA DUYMUŞ, ŞAŞIRMIŞ. DERSE GİRSİN Mİ, GİRMESİN Mİ BİR TÜRLÜ KARAR VEREMİYOR. O SIRADA AKLINA REKTÖRE MÜRACAAT ETMEK GELİR. KALKAR, YANINA GİDER. ARALARINDA ŞU KONUŞMA GEÇER:  -EFENDİM, MÜTEREDDİDİM. ACABA NE YAPSAM?  -SİZDE BÖYLE BÜYÜK BİR […] Read More