Atatürk bir gece sabaha karşı ani bir kararla ve habersiz olarak Alanya’ya çıkmıştı.sabahın ilk saatleri… Besş kişilik grup, sıcak birşey içecek, traş olacak bir yer arıyorlar.Bu sırada bir jandarma eri, kendilerini tanıyıp kaymakamı durumdan haberdar ediyor.Kaymakam ayağına pantolonu,sırtına rendigotu,başına melon şapkayı geçirim koşuou.Fakat yüzü bir hayli traşlıdır.Heyecan ve şaşkınlığı kaymakamın her halinden bellidir. Şimdi fıkranın […]Read More
Ölümünden iki yıl önce Atatürk’ün canına kıymak için kurulan bir düzen meydana çıkarılmıştı.Hem bu düzeni kurmakla suçlanan kimse ”Milli Mücadele” den veri Ata’nın yolunda çalışmış, sevgi ve güvenini kazanmış, birçok iyiliklerini de görmüş biri idi. Haber yurtta şaşkınlık ve tiksinme yaratmıştı.Herkes bunu konuşuyor, ”nasıl olur, nasıl olur!” diyor, bir türlü herhangi bir nedene bağlayamıyordu. Sanık […]Read More
Mustafa Kemal, bu benzetmeyi reddetti ve: -”Napolyon, arkasına bir sürü, muhtelif milliyetteki insanları toplayarak macera aramaya çıktı.Ve bunun içindir ki yarı yolda kaldı.Ben bir anadan, bir babadan gelen kardeşlerimle kendi vatanımı kurtrmak davası yolundayım.Ve bu muhakkak ki muvaffak olacağım” cevabını verdi. Mustafa Kemal’in giriştiği mücadeleyi hayret ve takdirle karşılayan Towsend, kendisine karşısındaki düşmanın kudretini hatırlatmak […]Read More
Ankara hukuk fakültesi’nin açılışında, Atatürk şu hitabede bulunmuştu: ”Cumhuriyet müyeddiyesi olan bu ilmi müesseseyi açtığım şu anda duyduğum zevk-i maneviyi hiçbir teşebbüsümde duymadım…” Bir akşam yemeği toplantısındaydı.Kendisinin bu sözleriyle, Napolyonun Saint-helen’de sürgünde söylediği sözlerle karşılaştırmak istedi. ”-Paşam, dedi; napolyon da:(hakiki zaferim,şimdiye kadar kazandığım 40’tan fazla meydan savaşı deildir.Çünkü, bir zaferim var ki,onu hiç bir kuvvet […]Read More
Atatürk sofrada her akşam ya önemli bir konuyu ele alarak konukları ile tartışır, ya da savaş anılarından söz açar, gözlemlerini anlatır, çeşitli yönlerden eleştirmeler yapardı. Bir akşam, Birinci Dünya Savaşında, dördüncü ordu konutanı bulunan rahmetli Cemal Paşa’nın yanlış tutumları üzeride duruyor ve yurda çok pahalıya mal olan bu tutumları üzüntü ile anlatıyordu. Bir aralık, konuşmaları […]Read More
Milli mücadele’den sonra İzmir’i ziyaret ediyordu.Naim palas oteli’nde bir ziyafette bulunuyorduk.Başka bir otelin bahçesinde çalan bandonun derhal getirtilmesini emretti.Biraz sonra, kendisine,emirlerini niçin yerine getirmediğimi şu suretle izah ettim: -”Paşam, halk bandonun etrafına topalanmış, neşe içinde dans ediyor ve eğleniyor.Bunu bozmak istemediğim için bandoyu getirtmedim.Af buyurunuz!” Bir an düşündü.”isabet ettin, dedi. Hiç bir zaman ve hiç […]Read More
Sakarya Meydan Savaşı Türk silahlarının utkusu ile sona ermiş, Gazi Ankara’ya dönüyormuş.Yirmi gün geceli gündüzlü büyük bir endişe ve karamsarlık içinde yaşayan Ankara’lılar, düşmanı yenen ordunun başbuğuna törenli bir karşılama düzenlemişler.Ankara garından başlayarak şehire doğru yolun iki yakasında dizilen hükümet ve meclis üyeleri, memurlar, öğrenciler, esnaf ve halk, gazi geçtikçe alkış tutuyorlar ve arkasına takılarak […]Read More
Dolmabahçe sarayında, bir akşam dr. Reşit Galip Merhum, maarif meselelerini tenkit ederken, milli eğitim bakanı Esat Bey hakkında biraz sert bir lisan kullanıyor.Atatürk: -Reşit galip, Esat Bey benim hocamdır.Soframda hocam hakkında böyle konuşmanı istemem. Deyince Reşit Galip tereddütsüz: -Burası sizin değil, milletin sofrasıdır.Vakız biz saraydayız ama, hocanız sultan hocası değildir.Cumhuriyette tenkit serbesttir, diye başlayınca Atatürk: […]Read More
Dolmabahçe Sarayındaki toplantılardan biri. Meşhur Paşalar da orada Gazi bir aralık yüksek rütbeli subaylara hitap ediyor: -Bana, kumandanın tarifini yapınız? Hepsi kararsız.İçlerinden biri cevap vermiş: –Bizler pes, siz söyleyin! Gazi tarif ediyor; -Kumandan yaratan demektir. Atatürk bir gün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde İstiklal Savaşlarının hesabını verirken şu mütalada bulunmuştu: -Türk yenildi derlerse inanmayınız. Yenilen kumandandır. […]Read More
Japon veliahtı gelmişti.Büyük ve mükellef bir ziyafet sofrasındaydılar.Atatürk bir aralık japon tarihinden sözaçtı ve bir meydan muharebesini anlattı. Japon veliahtı hayret etmişti. Atatürk tarihten mitolojiye geçti ve yine japon mitolojisinden konuştu. Veliahtın ağzı açık kalmıştı. Söz edebiyata intikal etti. Gazi: Japon şiirinin dünya edebiyatında çok büyük yeri vardır… diyerek meşhur japon şairlerinden mısralar okudu. Veliaht […]Read More