ATATÜRK VE ADALET

Birçok kimsenin düşündüklerinin aksine Atatürk’e ve istediklerine muhalif fikir söylemek kabildi.Hatta samimi olmak şartıyla makbuldü.O’nun her dediğine kavuk sallayan ekseriye kendi samimiyetlerinden şüphe edenlerdir.Şu hikaya buna ne güzel bir misaldir. Atatürk bir Balıkesir seyahatinde kendisine milli mücadele’de yakın hizmetler etmiş bir kimsenin müracaatı ile karşılaştı.Bir mevzuda haksız olarak mahkum olduğunu söyleyerek şikayet etti.Atatürk: –”Haklısın, meseleyi […] Read More

ATATÜRK VE BABA KAVRAMI

Diyarbakır’da paşa kumandandı.Ben de emir subayı idim.Babam, paşa’nın içtiğini duymuştu.İzinden dönerken bana: -Bir damla bile içersen hakkımı helal etmem, dedi.Döndüm.Karargaha vardığım akşam Mustafa Kemal paşa yakın subaylarıyla sofrada oturmuş içiyordu.Bana da kadeh koydular.Ben içer gibi yapıp vakit geçiriyordum.O vakit baş yaveryi olan Cevat Abbas, usulca paşa’ya eğildi: -Paşam, Nesip içmiyor, atlatıyor, dedi. O vakit Mustafa […] Read More

YANLIŞLARIMI HALK DÜZELTSİN

Atatürk bir gün Türkiye’ye ziyarete gelen yabancı bir zatla Ankara palasta halkın önünde ve arasında konuşurken şöyle demişti; ”Ben düşüncelerimi daima halkın huzurunda söylemeliyim.Yanlışım varsa,halk beni tezkib etsin.” BANOĞLU, NİYAZİ; NÜKTE VE FIKRALARLA ATATÜRK, İSTANBUL 1967, C: 3, S. 5 – 6 Read More

ORDU VE POLİTİKA

Meşrutiyetin ilanı üzerine hürriyeti sağlamakta az veya çok gayret göstermiş olan subaylar, kendilerini birden bire politika içine yuvarlanmış buldular.Üst ve ast arasında orduyu ayakta tutan geleneksel saygı ve disiplin de çok azalmıştı.Bir gün, çok genç, bir ittihattçı teğmenin, ömrünü savaş meydanlarında geçirmiş bir tümen kumandanından bahsederken: -Adam yüzüme dik dik baktı.Fakat ben selam vermek bile […] Read More

FİKİRLERE SAYGI

Akşam Konya valisi İzzet Bey, köşk’te bir ziyafet vermiş, yemeğe konya milletvekilleri de davet edilmişti.O zamanlar Atatürk’ün özle kalem müdürü olarak gezide bulunan Hasan Rıza (Soyak) ‘ın bu yemekle ilgili bir hatırasını buraya aynen alıyoruz: Konya”da Atatürk’e, halk tarafından hediye edilmiş olan konakta – ki, şimdi vali konağı olarak kullanılmaktadır- Mabuslardan bazılarının da davetli olarak […] Read More

ÖVÜLMEYİ SEVMEZDİ

Atatürk bizden biridir. Ulusuyla bütünleşmeye yöneliminin en tipik göstergelerinden biri de şu kısa öyküde belirlenir: Cumhuriyetin onikinci yıl dönümü için bir sıra dövizler hazırlanmıştı.Bunlar için de şöyleleri vardı. ”Atatürk bizim en büyüğümüzdür”, ”Atatür bu milletin en yücesidir”, ”Türk milleti asırlardır bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı.” listeyi dikkatle gözden geçirdi.Bunları ve bunlara benzeyenleri çizdi.Hepsinin yerien şunu […] Read More

İHTİSASA HÜRMET EDİN EFENDİLER!..

 Atatür’e son model bir radyo hediye edilmişti o akşam radyoyu dinlemek ister, fakat oradakiler karıştırdıkça acyip sesler çıkar, bir türlü radyo işlemez.Atatürk, kenan Bey’i (Erginsoy) u çağırmalarını emreder.Kenan Bey gelir.Birazda tesadüfün yardımı olacak, radyonun düğmesini çevirir çevirmez güzel bir melodi duyulur.Atatürk: -Efendiler, der, bu radyo hepimize ders verdi.Her şey, ancak uzmanının elinde kıymet buluyor.İhtisasa hürmet […] Read More

ATATÜRK VE KİN

Atatürk’ün asla kini yoktur.Bir kimseye ne kadar kızarsa kızsın, bir süre sonra affeder, olanları unutur, birdaha tekrar edilmesini arzu etmezdi.Bu yüzden civarındakilerden birçokları zaman zaman gözden düşer, sonra yeniden affedilir, yeniden eski mevkiini alırdı.Fakat asla göz yummadığı şey, bir kimsenin ekmeğiyle oynanmasıydı. Yeni hatflerin en büyük taassupla takip edildiği bir devirde bir seyehati esnasında bir […] Read More

BASKIN, ZAFER İÇİN BİRİNCİ ANAHTARDIR

Olay, harp okulunda geçmiştir: Öğretmen cümlesini henüz bitirmemişti ki, kapı birdenbire açılarak Atatürk yanlarında yaverleri olduğu halde sınıfa giriyor. Öğretmen: -Kalk!… diye bağırıyor. Bütün öğrenciler çelik yaydan fırlayan ok gibi ayağa kalkıyor.Atatürk yavaş yavaş kürsü tarafına giderek oturmalarını emrediyor.Öğretmen, kendisini taktim ettikten sonra anlattığı dersin konusunu kısaca izah ediyor. Atatürk, gelişi güzel bir öğrencinin yanına […] Read More

TAMİMLE DEVRİM OLMAZ

1924 yılının ilkbaharıydı.Erzurum ve Pasinler de depremde birçok köylerin evleri yıkılmıştı.Zarar gören halkla görüşmek için Pasinler’e gelen Ata, halkın içinden ihtiyar bir köylüyü çağırdı: -Depremden çok zarar gördün mü baba? Diye sordu.Ata , ihtiyarın şüphesini görünce, tekrar sordu: -Hükümet sana kaç lira verse, zararını karşılayabilirsin? İhtiyar, kürt şivesiyle: -Valle pedişeh bilir, dedi! Atatürk gülümses. Yumuşak […] Read More