Rahmetli Tahsin Üzer’in anılarından: Atatürk, Trabzon’da bütün mallarını millete bağışladığı gündü: -Hayatımın, hatırlayabildiğim en sevinçli dakikalarını yaşıyoruz! Dedi. Gözlerini salonun içinde dolaştırarak ekledi: -Yıllarca önceden düşündüğüm bu işi, Trabzon’da tamalamak mukaddermiş!… BANOĞLU, AGE, S:567Read More
Atatürk bir torpido ile seyehat ediyordu.Gece olmuş ve geminin bütün ışıkları yakılmıştı.Bir adanın önünde geçerken Atatürk, gemi süvarisini çağırdı ve ona şu emri verdi: -Geminin bütün ışıklarını söndürünüz!… Emrin niteliğini kavramayan kaptan: -Aman Ata’m, bu ancak savaş ilan edilmiş memleketlere karşı yapılmaz mı? Diye karşılık verince, koca Ata gürleyiverdi: -Bilmiyor mu zannediyorsun? Sana verdiğim emri […]Read More
İcra vekilleri heyeti başkanlığı(başbakanlık) konusunda bir konuşma: Mustafa Kemal Paşa beni meclistedi odasına davet etti: -”Rauf kardeşim dedi.Niçin kabul etmiyorsun.? Görüyorsun ki meclis senin üzerinde duruyor.Başka birini seçmek istemiyor.Anarşi olacak.Kabul etmeyişinin sebebi nedir.” -”Söyliyeyim Paşam, dedim.Ben bu görevi kabul edersem, sen yine benim işime karışacaksın. Bende buna katlanamayacağım ve çekilmek zorunda kalacağım.Halbuki, benim imanım, bu […]Read More
Savaşın ortalarında binbaşı Yakup Cemil (Babıali bakınında Nazım Paşa’yı öldüren) savaşın kötü yönetilmesinden ve meleketin felakete gitmesinden dolayı bir hükümet darbesi yapmaya girişti.O gece Enver Paşa’yı öldürecekti ve kuracağı hükümet Mustafa Kemal Paşa, harbiye nazırı(Milli Savunma Bakanı) ve başkomutan yardımcısı olacaktı. Bir arkadaşı hükümete sır vermiş, Yakup Cemil idam edilmişti. Atatürk bana demişti ki; ”Yakup […]Read More
İcra vekili heyer reisi ( başbakan) sıfatıyla Lozan’da delegeler kurulu başkanlığında tebrik telgrafı gönderdikten sonra ertesi gün meclis başkanı Ali Fuat Paşa (Cebesoy) ile birlikte, Çankaya köşküne giderek, Mustafa Kemal Paşa ile buluştuk.yemeği orada hep birlikte yedik.Sofrada Latife (Uşaklıgil)Hanımda vardı.Barış sorunları konuşurken, Paşa: -İsmet (İnönü) de londra’dan yola çıkmış, geliyor, deyince, gülümseyerek: -Evet öyle… Bende […]Read More
Mustafa Kemal, birinci dünya savaşında Çanakkale, İngiliz ve Fransız donanmaları tarafından zorlandığı zaman İstanbul’u kurtardıktan sonra bu kurtuluşun geçici olacağına inanıyordu.Almanya’nın yenilgiye uğrayacağına ve onun Türkiye’nin de tehlikeye düşeceğini anlamış bulunuyordu.Bunun için Almanya yenilmeden önce Osmanlı devletinin tek başına barış yapması çaresini düşünüyordu.Mustafa Kemal bir gün bu nedenle o zaman bahriye nazırı olan Cemal Paşa […]Read More
Erzurum kongresi sıralarında bir konuşma esnasında: Ajans’tan Erzurum’a yeni atanmış olan ve birkaç gün önce padşah tarafından kabul edilen,kendisine direktif verilen Reşat Paşa’nın İstanbul’dan hareket ettiğini yazıyordu.Bu haber Mustafa Kemal Paşa’yı düşündürdü.Biraz sonra oradaki arkadşlarına Reşit Paşayı tanıyıp, tanımadıklarını nasıl bir adam olduğunu sordu.Yeni valiyi içimizden yalnız Süleyman Necati tanıyordu.Reşat Paşa’nın 1912’de ettiğini öğrenmek istedi.Mustafa […]Read More
Serbest fırka zamanında : Gazi: -Fethi (Okyar) Bey, Süreyya (İlmen) Paşa’yı partinize aldığınıza çok memnun oldum; kendisi hem şehirci hem teşkilatıçıdır, buyurdular. Ondan sonra bana dönerek: -Bak, ben, cumhurbaşkanı olarak tarafsızım.Bir partinin başında pek sayın arkadaşım İsmet Paşa hazretleri bulunuyorlar.Diğer partinin başında pek sayın arkadaşım Fethi Beyefendi bulunuyorlar.Bu iki parti birbirleriyle çarpışacak, birbirlerini kontrol edecek, […]Read More
Dadaylı Halit Beğ adlı anılardan: -Birgün sofrada uzun süren konuşmalar ve fikir yoklamaları sırasında , Atatürk, yanında oturttuğu eski maarif nazırı, koyu ittihatçılardan İzmit milletvekili Şükrü Beylerde konuşmuş Halit (Dadaylı) Bey’in de bulunduğu bir yerde bu görüşmenin gidiş biçimini anlatan Şükrü Bey; fırsattan yararlanmak, demokrasinin gereklerinden, Fransız büyük devriminden ve hürriyet ve millet egemenliği prensiplerinden,bunların […]Read More
Bütün bu büyük başarıların nedeni olan Mustafa Kemal Paşa’yı görmek hevesi, gayet tabii olarak, herkeste uynamıştı.29 Ekim 1923’de Cumhuriyetle yönetim ilan edilmiş olduğundan, her ilin halkı gibi, İstanbul halkı da, ziyaretini gözlüyordu.Fakat, İstanbul halkının bu istek ve arzusu boşa çıkmıştı.Mustafa Kemal Paşa, binmiş olduğu Hamidi’ye kuruvazöründen inmeyerek, top selamları altında boğazdak karadeniz’e çıkarak, İstanbul halkını […]Read More