İzmir zaferinden sonra trenle Ankara’ya dönmüştü.Vali daha önceki istasyonlardan birinde kendisini karşılamaya gitti: -Nerededi? Diye sordu. -Daha giyinmedi. Dediler Vali Atatürk’ün ahbabı idi.Biraz teklifsizliğe vurarak kompartıman kapısına kadar gitti: -Büsbütün çıplak değilsiniz ya efendim… dedi. -Hayır ceketsizim. İçeri girdi Atatürk: -Uyuyamadım, dedi, battaniye yastık koymamışlar.Koluma dayandım, ağrıdı.Setmemi yastık yapayım dedim, üşüdürm.Uyuyamadım kaldım. -Peki ama niçin […]Read More
Şimdi, bu günlerdeki dğer olaylara göz atalım. 1922 Kasım ayının on yedinci günü Ankara Öğretmenler Birliği genel bir toplantı yaptı: Ankara devlet merkezi olduğuna göre oradaki öğretmenler birliğinen de genel merkez olmasına karar verildi. Kadınlar hakkında bir devrim henüz yapılmamıştı ve kadınların toplantılara geldikleri pek az görülüyordu. O gün toplantıya kadın öğretmenlerden üç kişi gelmiş, […]Read More
Atatürk, eline gelen bir işi bitirmeden rahat etmezdi.Zaruret mencut değilse, işi ileriye bırakmak adeti değildi.Bazen hiç durmadan okuduğu, 48 saat çalıştığıda olağandır. Buna dair bir anıyı Ata’nın genel sekreteri Hasan Rıza Soyak’ın ağzından dinleyelim: ”-Bir İstanbul seyehatinden Ankara’ya dönüyordum.Derhal köşke gittim.Hizmetçilere Atatürk’ün ne durumda olduğunu sordum.”İki gün iki gece, devamlı okuyor, birkaç defa banyo yaptı.Ve […]Read More
İstanbul’un işgal günleri; başta general Harrington olmak üzere bir kısım işgal kumandanları Pera Palas salonunun bir köşesinde otururlar.Mustafa Kemal nedense dikkatleri çeker.kim olduğunu soruştururlar.Mustafa Kemal denir.Onlar için mustafa Kemal Birinci Dünya Savaşının en ünlü şahsiyetlerinden biridir.Yabancı dillerde Çanakkale harplerinden bahseden ve daima Mustafa Kemal’in isminde düğümlenen kitaplar, yazılar, o zaman bile bir kitaplığı doldururdu. Kendisine […]Read More
Mustafa Kemal, Selanik’te bir akşam, sağlık müfettişi olan doktor Tevfik Rüştü Aras, Nuri conker,Salih Bozok beylerle birlikte Olimpiya birahanesinde oturmuş içerlerken devletin dış siyaseti söz konusu olmuş, bu arada da Mustafa Kemal ve acı eleştiriler yaptıktan sonra, işi şakaya dökmüş ve Tevfik Rüştü Beyi göstererek: -Bu yanlış siyaseti bir gün doktor vasıtası ile düzelttireceğim!.. demiş. […]Read More
Mustafa Kemal Paşa Sivas’ta Heyet-i Temsiliye(temsilciler kurulu) karargahında, Samsun’a gidişini Kılıç Ali’ye şöyle anlatmıştır.(Ekim 1919): ”-Ben tasarladığım programımı Şişli’deki evimin bir köşesinde oturarak ve birtakım pestenkerani anasırla görüşerek tatbik edebiledeğime kani olmadığım içindir ki doğrudan doğruya milletle temasa gelmek istedim.Cevherini çok alabildiğim ve çok sevdiğim milletimizin içinde ve onunla birlikte hereket etmeyi daha faydalı, hatta […]Read More
Serbest fırka zamanıydı.Genel sekreter Hasan Rıza, olan biten olaylar hakkında memleketin muhtelif yerlerinden gelen telgrafları Atatürk’e sunduğu zaman Atatürk bu telgrafların bildirdiği haberlerden canları çok sıkılmıştı.Bu münasebetle Atatürk ile Hasan Rıza arasında geçen konuşma çok dikkate değer.Atatürk: ”-Fethi Bey bu işi yapamadı.Meseleyi hemen ayak takımlarına aktardı.Mamafih olan olmuştur.Biz şimdi işimize bakalım.” Hasan Rıza,bu nedenle baazı […]Read More
Tarihimiz sayısız savaşlarla doludur.Biz bu savaşlardan başkaldırıp ne memleketi imar edebilmişiz, ne de kendimiz revuşmuşuzdur.Bunun sebebi, bizim suçumuzda olduğu kadar düşmanlarımızdadır da.Çünkü başta moskoflar olmak üzere düşmanlarımız hep şöyle üdşünürlerdi: -Türklere rahat vermemeli ki, başka sahalarda ilerleyemesinler… Bunun için de sık sık başımıza belalar çıkarırlar, savaşlar açarlar, balkan milletlerini istiklal diye kışkırtırlardı. Biz böyle durmadan […]Read More
Sene 1938, On Kasım… İstanbul üniversitesinde saat 9’u 5 geçenin meşum haberi duyulmuş… Bir Alman profesör var, hukuk fakülsesinde, o da duymuş şaşırmış.Derse dirsin mi, girmesin mi bir türlü karar verememiş.O sırada aklına rektöre müracaat etmek geli.Kalkar, yanına gier.Aralarında şı konuşma geçer: -Efendim, mütereddidim.Acaba ne yapsam? -Sizde böyle büyük bir adam ölünce ne yaparlarsa, onu […]Read More
Afgan savunma bakanı Gazi Mahmut Han, Ankara’ya gelmişti,Şerefine bir geçit yapıldı.Türk askerinin göz ve gönül dolduran varlığı, dost memleket kumandanını pek mütehassis etmişti: ”-Bu vatanı istila edecek düşman yoktur!..” dedi. Atatürk şu cevabı verdi: ”- Vardır… Çünkü bir memleketi, sadece ordu korumaz.Bir memleket topraklarının altında ve üstünde insan elinin yapacağı bir şey kalmışsa, o memleket […]Read More